Gülhan Meriç derKi
Şairin Bir Gecesi
Ebedi sürecek bir mutluluk yoktur. Hatıralarda bile. Şanslı bir damladır kimileri, yere değil, yaprağa düşen. Bu yüzdendir kişisel mutluluk suçundan arınmak için, af diler iyi talihliler, acı çekenlerden…
“Bu şekilde iç çeker gibi yakınmalara kimin hakkı var?” dedi şair. “Önemsenmek lüksüne ancak ruhani değerleri yıpranmamış tahtadan bedenler sahip olabilir.” Bilgisizliğin kör kuyularında kayboluyordu. “Bir tür sözcük zehirlenmesi yaşadım” dedi midesini tutarak.
İlk bakışta, zihninin odalarında loşluğu saran kasvet kayboldu… Akşamcıların korkunç kahkahaları kapladı her yanı. “Onun varlığı olmalı bu” deyip sustu. Kalemini eline aldı. Şiir konuştu…
…
Çürümeye bıraktım geceyi
Hava kararmadan gitmeliyiz
Biliyor musun güneşi hiç batmayan bir şehir
Ve kendini temizleyen derin su kaynağı
Nihayetimiz küçük bahçelerden geçip
Sonsuz tarlalara uzanmaksa eğer
Bunun için yalnız uzun bir yolculuğa değer
Açılmamış ellerin kilitleri açılır
Gök kırılır, buzullar erir varmak için
Kapıları sürgülenir şafağın
Ve yüzlerden çekilir kara gölgeler
Kaybolmak bulmanın tek yoluymuş meğer
Ve bunun için yalnız uzun bir yolculuğa değer
Gülhan Meriç
‘‘Gülmısra’’
Tekirdağ - 2018