Yaşamı Onurlandırmak

Bir su altı belgeselinde görmüştüm, batık gemilerin trajik hikâyelerini anlatıyorlardı.

Yüzlerce yıl öncesine ait bulunan batmış gemilerin hasar raporları ve batışlarındaki neden-sonuç ilişkisini kanıtlarla ve belgelerle göz önüne seriyorlardı.

Kimisi kaptanın yanlış kararlar vermesi sonucunda sulara gömülmüş ve binlerce kişinin hayatına mâlolmuştu bu seyiri, kimisi de bir savaş bombardımanı sonucu infilâk etmişti maalesef ki.

Sebep her ne olursa olsun binlerce hayat okyanuslara gömülmüş ve arkalarında sadece suların aşındırdığı, yosun tutmuş bir metal yığınına dönmüş batık gemiler bırakmıştı.

Aradan yüzlerce yıl geçmesine karşın, bilim adamları ve araştırma ekipleri halâ derin okyanusların dibindeki gemileri araştırmaya, suyun altına inceleme filoloarı göndermeye devam ediyorlar.

Hem geçmişten ders almak, hem de yapılan hataları göz önüne serip bir daha yapılmamalarını sağlayabilmek adına.

Bu tarihsel çalışmaların bir diğer manevi anlamı da, hayatlarını kaybedip okyanusun derinliklerinde yok olan insanların ruhlarını onurlandırmak ve onların hayat hikâyelerini gelecek nesillere aktarmak.

Yaşamış ve bu dünyadan ayrılmış her ruh onurlandırılmayı bekliyor elbette.

Onların hikâyeleri hep aktarılacak bir şekilde, nesilden nesile.

SERPİL KAYA