İnsan nedir?

 

 

Sosyal medya gerçekten sosyal mi? İnsana dair mi? Ya da ne kadarı bizi yansıtıyor? Duygularımıza bir sığınak aradığımızı sanırken, yoksa bize sanal bir empati Dünyası mı yaratıyor sadece? Tüketmek üzerine kurulu bir sistemde sadece zamanımızı, paramızı mı tüketiyoruz yoksa fark etmemizi ve uyanmamızı engellemek için bir uyku ilacı mı bize verilen? Ya da kaçımız için sadece bilgi edindiğimiz, bilgi paylaştığımız hızlı bir haber alma verme yöntemi? Kötülüklerin gizli kalmasını önlerken, yeni kötüler yaratan bir girdap mı yoksa? 

Bu yazdıklarımı paylaşabildiğim ama yazımın tamamını okuyanların sayısının çok az olduğu bir tüketim çarkı bence…Bu çarkın bir dişlisi olmak istemesem de benimkisi Bir olmak için bir arayış sadece…

Canlar yitiyor göz göre göre… Öyle bir düzen düşünün ki kurallar var, yöntemler, yollar tanımlı… Yazılı düzen oldukça medeni ama yaşananlar bir o kadar taş devri… Kuralların kıyısından köşesinden dolanıp sadece daha çok para kazanmak uğruna kısa yollar oluşmuş… Ve bu yolları tercih edenlerin muktedir sayıldığı, sanal gücü elinde tuttuğu bir düzen… Evet hepsi geçici, hepsinin hesabı bir yerde kesiliyor ama ya o zamana kadar kayıtsızca yitip gidenler? Yasalar, yönetmelikler, kurallar, kaideler parayla esniyor… Doğal bir afet deyip geçmek bile sisteme dair bir tanım olmuş… Aslında gerçekleşme olasılığı oldukça yüksek, normal bir doğa olayı ile yüzleşinceye kadar işler yolunda sanılıyor… O zamana kadar gözler kapalı, kulaklar sağır, düşünmesi gereken, eyleme geçme yetkisi olan beyinler uykuda… Bir çark dönüyor, para, güç hırsına… Karşılığını canlarımızla ödüyoruz…

Hayvanlara, kadınlara, çocuklara yani güçlünün güçsüze zulmüne göz yumuluyor… Deprem Ülkesinde deprem yönetmeliğine aykırı yapılar boy boy dikiliyor…Yangın, sele karşı tanımlı hiçbir kurala uyulmuyor… Fikri hür vicdanı hür birey olmayı tercih edip kendini ifade edenler tutsak, hakkı olmayanı sessizce alıp gemisini yürütenler sanal birer kaptan… Canı candan kucaklayanlar yerine, taraf değilsen bertarafsın diyen bir zihniyet tüm Dünya’ya hakim… Yüzyıllardır ne krallar, sultanlar, padişahlar ganimet uğruna başka toprakları istila etmeyi başarı saydıysa teknoloji yüzyılında da para uğruna can almanın, hak almanın, zulm etmenin normalleştirildiği hep aynı döngü…

Ve maalesef bu düzenin ne dini, ne imanı var… Pir Sultan Abdal’ları, Yunus Emre’leri, Mevlanaları nicedir anlatmaya çalışmış, nice felsefeciler kendinden vazgeçip çareler aramış, Atatürk gibi “yurtta sulh cihanda sulh” diyen akiller gelmiş geçmiş, fayda etmemiş… Kollektif bilinç gelişmedikçe, Birlik bilinci hakim olmadıkça birey olarak bu düzene ve bu düzenin uyku ilacı sosyal medya diye tanımlı sanal Dünya’ya tutsağız… Ne kadar biliyorsak o kadarız, ne anlıyorsak o kadar farkındayız, ne arıyorsak o kadar aslımıza yakınız… Yeni bir gündem oluşuncaya kadar acılara eşlik ettiğimizi sanıp, İnsan olmanın hem hediyesi hem cezası unutma haliyle geçici tepkiler vermeye ve sonra tüketmeye devam edeceğiz… 

 

Ateş düştüğü yeri yakmadan;

Hak olanı istemenin, 

Zaten olması gereken normalleri talep etmenin, 

savaşlara, 

ihmalkar ölümlere, 

zulümlere, 

ötekileştiren faşist zihniyete,

dur demenin vakti gelmedi mi? 

 

——————-

 

İnsan, 

kendiyle tanış olmalı

“Sen kendini bilmezsen

Ya nice okumaktır” demiş Yunus

boşuna mı?

 

Köklerini besleyen su gibi

Toprak gibi

Güneş gibi

İnadına yaşamak için değil

Hakettiğin gibi uyanmak için 

nefes aldıkça

birilerine nefes olmalı

İhtiyacın olan iç huzur

ihtimaller içinde saklı

 

Kaç ömür sürer bilmem

Yol, 

sen vazgeçmediğin sürece ışıklı

Hatırlat kendine bildiklerini

Zanlarında kaybolduklarını

Deneyip deneyip bulamadıklarını 

 

Anlat aynalara

dert dediklerini

Yansıtsın sana aslını

Zaman ve mekana sıkışmadan

Affet, 

hayata küstüğün zamanları

İsyanlarını sustur

Sustur ki

Pir Sultan Abdal desin

“Hakk’ın divanına doğru varacak

yolum var 

neyleyim Dünya malını”

 

 

Orçun Oğlakcıoğlu

Image

Arzu KOLOĞLU

1978 yılında Niğde’de memur bir aile...

Image

Aynur GÖRMÜŞ

“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...

Image

Aynur KULAK

2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...

Image

Ayşegül EKŞİOĞLU

İstanbul’da doğdum, Pertevn...

Image

Burak KETENCİ

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...

Image

Gülhan MERİÇ

1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...

Image

Hasan Ünal TEKAĞAÇ

1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....

Image

İbrahim KORKMAZ

1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...

Image

İlkay AKIN

Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...

Image

Psk. İlkim ÖZ

İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...

Image

Mehmet DEĞİRMENCİ

1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...

Image

Orçun OĞLAKCIOĞLU

Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...

Image

Özlem KALKAN ERENUS

1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...