Biraz Duralım mı?

Bütün telaşımız dingin bir hayat yaşamak için. Bunu düşünürken bile zihnimiz ne kadar gürültülü değil mi? Olduramadıklarımız, hayallerimiz, hayatın gerçekleri, sorumluluklar ve ekonomik sebepler kolkola girmiş halay çekiyor. Bu kadar gürültü içinde dingin kalmak mı şaka mıyız biz. Önce zihni sakinleştirmek gerekmez mi ki dışarısı da toparlansın...

İnsanız herşeyi bir anda istiyoruz. Hemen olsun, kolay olsun... Bizim olsun... Sabır nerede kaldı? Tevekkül nerede kaldı? Şükür nerede kaldı? Elimizdekinin kıymetini bilmek nerede kaldı? Hayatı, zamanı, kendimizi, kalbimizi hoyratça kullanıyoruz. Ve bilinçsizce tüketiyoruz.

Kafamızın içi nasılsa dışarıya yansıyanda o. Evet yaşadığımız çağ hızlı, telaş içinde, hep bi koşturmaca bişeylere yetişme derdindeyiz. Evde oturan da yorgun çalışanda... Zamanla yarışıyoruz ama kazanan hep zaman. Derler ya her zaman kasa kazanır diye. Yaşam da öyle işte. Her zaman, zaman kazanır. Ne yaparsan yap.

E hal böyleyken o vakit neden bu koşturmaca. Zamanla uyumlansak ya. Biraz sakinleşsek, biraz durulsak, zamanla hemhal olsak iyi olmaz mı? Kendimize, kalbimize, ruhumuza zaman ayırsak dinginleşmez miyiz? Biz dinginleşince hayatımız ve içinde bulunanlar da dinginleşmez mi?

Yüce yaratıcı Allah'ta namazla insana bi dur, bi kalbini dinle, bi kendine dön bak demiyor mu aslında? Kalbini ne kadar yoklarsan hayatın hırslarından arınıp o kadar kendini bilmez mi insan? Ramazan ayı da dünya telaşını, kendi telaşını görmen için verilen kıymetli bir zaman değil mi?

Ruhumuzu şifalandırırsak, sevgiyle beslersek, paylaşarak çoğalırsak hayatla uyumlanırız gibime geliyor. Telaşsız, sakin, huzurlu ve kabullenişte olmak ruhumuza iyi gelecek sevgili dostlar.

Bi düşünün derim.

Hayırlı Ramazanlar....

Arzu Koloğlu