Işığın ve karanlığın arasında büyük farklar olmaz kasabalarda. Akşam sessiz ve içli iner toprak yollara, çatılara. Varla yok arasında bir yaşamı öğütler akşamlar. Bakmayanın görmediğidir. Susuşlardır. Dağların ve yaylaların kederleri gelir pencerelere yaslanır. Masallarla, eskimiş sözcüklerle, yalnızlıkların ve yakınlıkların gösterişsiz uyumuyla gelir akşamlar... 1
Akşamlar, yazları serinliktir kasaba damlarında... Hayat döngüsünün kutup yıldızıdır ve en parlağı ışıksız damlardan görülür... İyi kileri öğütlerken çocukluğuna, pişmanlıkların üstü örtülmez akşamlarda, kasaba damlarında... 2
Gün gruba kayarken semanın sürme çektiği demlerdir akşamlar... Tatlı ve nazlı bir hali vardır bu saatlerin, hızlıca akıp gider yanı başımızdan, biz daha ne olduğunu anlamadan... Bize bulaşan telaşlı halidir aslında, koşturur dururuz sonraki koyu sessizlik için...3
Faturaları, kredi borcunu, ay sonlarını getirebilme telaşlarını, yatağındaki hastanın şifa beklerkenki çaresizliğini de getirir gelirken. O yüzden derdi, tasası olan için geceler her mevsimde uzundur gündüzlerden... 4
Antik şehirlerin gelecek nesillere gizemli bir miras olarak kalacağı bilinmeyen pasaklı sokak aralarının leş kokan evlerinden birinden; elinde şarap testisi ve hiç bir zaman güneşten sakınmadığı kavruk teni, parçalanmış ayaklarıyla kendini yalınayak bir şekilde dışarı atan adamın dertleri, Ege'ye bakan bir Rum evinin daracık penceresinden güneşin batışını izleyen gencecik bir kızın hayallerine karışıp; küçücük bozkırlarda yetişerek kekremsi bir tat alan bir boğazkesen olarak yüreğimizi parçalar her günbatımı kızıllığında. Biz de akşamları, acının rengi olan kan kızıl şekilde gelip yüreğimizi parçaladığı için severiz. bir boğazkesenle on bin yıllık kadim toprakların hüznünü güneşin sırtına yükleyip yanı başımızdan def ederken, Aristo'nun felsefe okulunda ders almışçasına hayatı sorgulayıp, sonra da hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza aynı yalınlıkta devam edebildiğimiz için severiz... 5
Kalabalıklar arasında yalnızlığa hasret kaldığın, vardığında yalnızlığın etkisinden nasıl çıkacağını düşündüren zamandır akşamlar. Akreple yelkovanın birbirini kovaladığı bir darlıkta kim olduğunu sorguladığın bir zaman dilimi. belki kavuşmaların en doyumsuz vakti belki de bir ayrılığın susma noktası. Varlığından emin olduğun bir kaçış. Hayallerini sakladığın bir bilinmezliktir akşamlar. Sırrına vurulduğun bir yudum renk tutturduğun cümlelerin ortak noktasıdır. Güneşin teslimiyetinde de yıldızların özgürlüğünde de akşamların şarkısı çalar. 6
Akşamlar; yarasaların, kirpilerin ve çoğu kemirgenlerin avlanma vaktidir. Ve vicdan en azılı kemirgendir. Yapılacaklar ve alınacaklar listesi bitmese de yorgun düşülen yataklardaki ter kokulu yastığa koyulunca başlar. Vicdan da kemirmeye başlar. "neden?" dişleri ile kanatır önce. Kanar da kanar... Doymaz. "nasıl?" dişlerine geçince biraz daha katlanır acı. Sonra başka başka dişler. Ve uyuşma...7
Biraz da yalnızlığı fısıldar ışığa hasret kuytu köşelere. Onca kalabalığa inat damdan düşer gibi yüreğe serpilen uçsuz bucaksız fikirlere. Geceye kaymasını beklerken üzerimizdeki vaktin, derin ve nazik bir türkü çalar insanın etrafında, işte bu eşsiz kasaba akşamlarında... 8
Not: Tembel bir yazar olmamdan ötürü, akşamlarla ilgili bu yazıyı, kolektif yazalım dedik. Çok yazarlı bir yazı oldu. Katılanlara sonsuz teşekkürler...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...