Büyük bir enkaz, kaybedilen hayatlar ve geçmişte kalmış, bir daha da geri gelmeyecek güzel günler üzerine yeni bir hayat kurulabilir mi? Sizin olan, gayet de güzel yürüttüğünüz hayatınızın bir sebepten dolayı -mesela bir savaş sebebiyle- elinizden alınması bir daha yeni başlangıçlar yapamayacağınız düşüncesinin kör karanlığına sizi düşürebilir pek tabii ki! Fakat bununla beraber (bunlara rağmen de denilebilir) tam tersi de mümkün olabilir. Yepyeni başlangıçlar, yeni insanlar tanıma fırsatı ve hayatın devam ediyor olduğu gerçeği sizi suyun yüzüne çıkarabilir. Üstelik bu yeniden var olma şekli sadece kitaplarla mümkün kılınabilir. Neden olmasın!
Bir Zamanlar Hayat Bizimdi bir Marian Izaguirre kitabı. İspanya’nın Madrid sokaklarında geçen roman boyunca son derece basit ve gündelik hayatlarının içinde son derece sıradan insanların hayatına şahitlik ediyoruz. “Basit” ve “Sıradan” kelimeleri sizi yanıltmasın. Ya da şöyle diyeyim, bu iki kelimenin sizi yanıltmaması için yazının geri kalanını okumanız gerekir. Bir Zamanlar Hayat Bizimdi hepimizin yaşayabileceği türde bir hayatı son derece epik bir dille aktarıyor. Hayatları temelinden değişmiş insanlar hayata yeniden sakin ve derin iç görüyle başlıyorlar. Romanı okutan en önemli özelliği bu oluyor diyebilirim.
İspanya İç Savaşı’nın yıkıcı etkisiyle hayatları terse dönen insanların hayatları belki de hiçbir zaman eskisi gibi olamayacaktır. Savaşın üzerinden 12 yıl geçmiştir. Madrid’te küçük bir kitapçı dükkanı işleten Lola ve Matias bu kitapçı dükkanı sayesinde eski hayatları ile ilgili kırıntı parçacıkları aramaktadırlar. Bunun için edebiyata ve kitaplara tutunmak onlar için en vazgeçilmez yol olmuştur. Onların kitapçı dükkanı ile bizlerde bildiğimiz yazarların kitaplarını tekrar hatırlamaya, gözden geçirmeye başlarız sanki. Romanın akıcılığına uygun şekilde paragraflar arasına serpiştirilen kitaplara, bu kitapların yazarlarına biz okuyucular da aşinayızdır. Kitapçı dükkanlarını eski haline getirip canlandırmak isteyen Matias vitrine bir kitap koyar ve her gün sayfaları çevirerek dükkanın önünden geçenlerin kitabı okuyup tamamlayacağı bir hayal kurar. Sonucunda okuyup bitirene bir kitap hediye edecektir. Pek rağbet olmaz. Vitrinin önünden gelip geçen insanlar pek de anlamazlar Matias’ın gerçekleştirmek istediği hayalini. Bir zamanlar onların olan hayatı yeniden kazanma isteği içerisinde son derece naif bir yerden hayatını kazanmaya çalışan Matias ve Lola bu yaptıkları şeyin sonucunda Alice ile tanışacaklardır.
Alice İspanya’ya 13 yıl önce gelmiştir ve iç savaşın etkisiyle onun da hayatı dağılmıştır. Bir kitap tutkunudur. Kitapçı dükkanına sayfaları açık bir şekilde konan kitap ilgisini çekmiştir ve her gün bir müddet zamanını vitrinin önünde geçirmeye başlar. Matias ve Lola için umut verici bir durumdur bu ama kadının kitabı okuyup okumadığından pek de emin değildirler. Alice ile Lola arasında başlayacak olan dostluk işte bu şekilde filiz verir. Alice günlük dilde İspanyolcayı sökmüş ve iyi şekilde konuşmaktadır fakat çok sevdiği kitapları İspanyolca dilinde okurken zorlanır. Bunun üzerine Lola her gün kitaptan bir bölümü Alice’e okumaya başlar. Böylece roman içinde roman, kurgu içinde kurgu bir kitap okumaya başlarız bizler de. Hayat tekrar bu sefer şekil değiştirmiş bir biçimde olsa bile bizim olmaya başlar. İki kadın arasındaki bu yakınlaşma, dostluk hayata karşı güven tazeleme durumuna dönüşür.
Savaşların yıkıcılığına karşılık, hayatın sürekliliğine ve kendini onarma gücüne inanmamız gerektiğine Bir Zamanlar Hayat Bizimdi romanı boyunca vurgu yapılıyor. Böyle olmasaydı, bunu yapmayı başaramasaydık tüm yıkıcılığa rağmen dünyanın ve insanlığın ayağa kalkıp devam etmesi söz konusu dahi olamazdı. Bir Zamanlar Hayat Bizimdi iç savaş atlatmış bir toplumu anlatmasına rağmen agresif bir dili, anlatımı tercih etmiyor. Matias ve Lola’nın kimseye yaslanmadan yalnızca kitaplardan güç alarak hayatlarını yeniden kurma isteklerinin güzelliği hikayenin içine çekilmenizi sağlıyor. Okumanız dileğiyle.
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile edebiyat dünyasına demir atmıştır. Kitapsever, kültür sanat meraklısıdır. Sevdiği, ilgisini çeken ne varsa a...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...