Munzur, Tunceli ve Erzincan illeri sınırları içerisinde bir dağdır. Adı -ki ermiş demektir can suyu demektir.- Dersim de geçen Munzur Gözeleri Efsanesinin kahramanı olan Munzur'dan almıştır. Efsane kısaca şöyledir;
Ovacık ilçesinde yaşayan bir ağanın Munzur adında bir çobanı vardır. Ağa günlerden bir gün Hac için Kâbe’ye gider. Hac da olduğu vakit de canı helva çeker. Çobanı Munzur da bunu hissederek evin hanımına “Ağamın canı helva çekiyor, helva yap da götüreyim.” der. Evin hanımı da herhalde canı helva çekti de utandığı için söyleyemiyor, diye düşünür. Velhasıl helvayı yapar ve güzelce tabağa koyup, gelip alması için Munzur'u çağırır. Munzur gelir helvayı alıp gider.
O sırada ağa Hac da namaz kılmaktadır. Namaz sırasında sağa selam verirken bir de bakar ki sağ yanında elinde bir bohça ile Munzur duruyor. Onu görünce çok şaşırır. Namazını bitirip ayağa kalkan ağa Munzur’a burada ne aradığını ve elindeki pakette ne olduğunu sorar. Munzur da ''Ağam senin canın sıcak helva çekmişti bende sana helva getirdim'' der ve elindeki bohçayı ağasına uzatır. Ağası bohçayı açsında da ne görsün gerçekten de sıcak helva içinde duruyor. Hayretler içerisinde kalan Ağa Munzur’a bir şeyler söylemek için başını kaldırdığında bir de bakar ki Munzur yanında yoktur.
Munzur bir müddet sonra eve geri döner. Evin hanımı “Tabak nerede?” diye sorar. Munzur da “Tabak ağamın yanında gelirken getirecek” der. Evin hanımı ağanın yemediğinden o kadar emin olacak ki içinden herhalde bir yerde tabağı unuttu ya da kırdı o yüzden böyle söylüyor, diye geçirir.
Velhasıl vakitler geçer, Ağa Hac görevini tamamlayıp köyüne döner ve onu ellerinde hediyelerle komşuları karşılamaya giderler. Munzur götürecek bir hediyesi olmadığı için bir çanağın içerisine koyunlarından bir miktar süt sağar ve ağasını karşılamaya gider. Ağa Munzur’u görünce yanındakilere;
''İşte asıl hacı Munzur’dur. Öpülecek el varsa Munzur’un elidir. İlk önce de ben öpeceğim.'' der ve Munzur’a doğru koşar, Munzur duydukları karşısında çok şaşırır, çok utanır ve ''Aman ağam, yapma etme böyle bir şey olamaz. Ben yıllarca senin ekmeğinle büyüdüm. Sen nasıl olur da benim elimi öpersin. Ben sana elimi öptürmem'' der ve oradan kaçmak için koşmaya başlar. Munzur önde, ağa ve orada bulunan köylüler arkasında bir kovalamaca başlar. Şimdiki Munzur Irmağı’nın çıktığı ilk yere geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülmüş ve sütün döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz bir su fışkırmış. Munzur 40 adım daha atmış. Attığı her adımda yeni bir kaynak fışkırıyormuş. Ve fışkıran bu sulardan bir ırmak meydana gelmiş. Munzur’un arkasından koşanlar bu ırmaktan öteye geçememişler.
Munzur ellerini göğe kaldırıp Allah'ım sırrımı ifşa etme beni de yanına al, diye haykırmış. Dağın eteğinde bir kayanın önüne gelmiş ve elindeki değnekle tası yere atıp ırmak kenarında, sır olup kaybolup gitmiş. Ardında ise sadece çoban değneği ve boş süt tası kalmış.
Bektaşi geleneğinin bir nüansı olan “sır” yani kerameti açığa çıkarmama, maddi ve manevi olarak hep geri de kalma motifi taşımaktadır. Sırrı olan bu insanlar aslında birer velidir ve hiç kimse tarafından bilmemektedirler.
Munzur'u bir daha da gören olmamış. Fakat onun ardında sütün döküldüğü yerde meydana gelen beyaz köpüklü Munzur Irmağı ve düşerken elini dayadığı kayadaki parmak izleri kalmış. Halkın değişiyle Munzur Baba, bir evliyadır. Munzur Irmağındaki balıkları, Munzur Baba’nın kuşlarıdır, diye avlamazlar ve yemezler. Bir inanışa göre de, Munzur Baba’yı ziyaret edenler, mutlaka ikinci bir defa daha gelirlermiş.
* Munzur Dağı keşiş dağı
Cennettir bahçası bağı
Şelaleden su içenin
Donar yüreği yağı
Oy oy Erzincanım..
1995 yılında Adana’da doğdum. Mersin üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümü mezunuyum. Ankara’da yaşıyorum. L...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...