Günebakan

 

 

Kendimi anlamaya söz verdiğim günden beri ‘insan’ üzerine düşünüyorum. Binlerce değişikliğe sahip bir var oluşu…

Sonra güzel, derin çizgileri olan yüzler geçiyor gözlerimin önünden. Saç telinden ellerine, gözlerinden nefesine kadar tanımaya çalıştığım insanlara rastlıyorum. Hepsinin fotoğrafını çekiyorum. Kimi hüzünlü yakalanıyor, kimi inci gibi dişlerini sayabileceğim şekilde. Birbirinin peşinde koşuşan, altuni sarı günebakanların önünde durmuş bir adam fotoğrafına takılıyor gözlerim. Adamın gözlerinde saklı bir hayat, elimle yanağına dokunsam aklındaki harfler gökyüzüne uçacakmış gibi bakıyor. Biraz önce yaptığı yaramazlığı annesinden saklamaya çalışan bir çocuğun çaresizliğiyle duruyor. Ben fotoğrafa baktıkça arkasında duran günebakanlar konuşuyor sanki. Adam; arkasında dönen dünyadan habersiz , bir şehri güzelleştirdiğinden de. İşte bir zorluğu aşarcasına duran bu adamın hüznüne katılmak istiyorum. Gözünün ardındaki hayatı adım adım tanımak; güldüğünü, ağladığını, konuştuğunu, kızdığını görmek…

 

“İnsandır” diyebileceğim ne varsa onda bulmak istiyorum, ruhuna yolculuklar çeken canımı karşıma oturtup konuşmak da. Bir akılla yüreğin kovalamacasından çok sakinliğine sığınmak istiyorum. Gözlerimi kapatıyorum, ılık bir rüzgar esiyor. Aylardan mart. Gözlerimi açıyorum, adam karşımda gülümsüyor. Hemen ardında duran günebakanlara akşam güneşinin son ışığı vuruyor. Ben, biraz önce bir fotoğrafa bakarken o fotoğrafın akışına nasıl kapıldığımı anlayamıyorum.

 

Adama bakıyorum. Boylarımız eşit, saçları kısa, alnındaki çizgiler kumral tondaki cildine gelip yerleştiğinden beri kim bilir kaç kez döndü dünya, bilmiyorum. Gözleri küçük ve derin. Üzerinde siyah bir tişört var. Birden elini uzatıyor bana. Elini tutsam sanki bin renge boyanacak hayat. Öylece duruyorum karşısında. Eteğimin pilelerini uçuşturan rüzgar “haydi!” der gibi destekliyor atmak istediğim adımı. 

 

Bir kez daha uzatıyor elini; tüm korkularımı geride bırakarak, kendime şans verip tutuyorum elinden.

 

Bir yol; uzun ve günebakanların arasında kıvrılan bir yolda yürümeye başlıyoruz.

“Seni tanıyorum.” diyor, adımlarım yavaşlıyor. “Ben seni hatırlayamadım.”

 

“  İyi biliyorsun beni, yaşadığım kitabı iki üç kere okudun. “ diyor…

Güneş iyice çekilmiş, yerini akşama bırakırken günebakanların yüzü yere dönüyor.

 

Gözlerimi açıyorum, gözlerimi ne zaman kapattığımı bilmeden. Fotoğrafın arkasında “Nisan 2019 – Hamid” yazıyor…

 

 

 

Image

Arzu KOLOĞLU

1978 yılında Niğde’de memur bir aile...

Image

Aynur GÖRMÜŞ

“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...

Image

Aynur KULAK

2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...

Image

Ayşegül EKŞİOĞLU

İstanbul’da doğdum, Pertevn...

Image

Burak KETENCİ

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...

Image

Gülhan MERİÇ

1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...

Image

Hasan Ünal TEKAĞAÇ

1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....

Image

İbrahim KORKMAZ

1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...

Image

İlkay AKIN

Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...

Image

Psk. İlkim ÖZ

İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...

Image

Mehmet DEĞİRMENCİ

1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...

Image

Orçun OĞLAKCIOĞLU

Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...

Image

Özlem KALKAN ERENUS

1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...