Kendine güven, hayatta sahip olmak istediğin şeylere ulaşmanın ve bunlardan tatmin olmanın en temel kaynağıdır.
Özgüveni olan insanlar kendisine genelde nasıl sorusunu sormaz, ne istiyorum der, kendine inanır, başlar ve yapar. İstediği şeyin sorumluluğunu alır ve sonucundan da her daim mutlu olur. Çünkü ‘başarısızlığından’ bile öğrenir.
Özgüveni yeterince olmadığında ise insan, dışardan daha çok etkilenir; başkaları tarafından söylenen ‘olumlu düşün’, ‘sen yaparsın’ ‘sen güçlüsün’ gibi tüm büyük sözlerle daha da öfkelenebilir, anlaşılmadığını düşünür ve bu kadar kolay mı diye yine zihin tekrar bahaneler üretmeye devam eder, negatif düşünmeye meyleder.
Kolay bir şey zaten yoktur, yaşamda hiçbir şey kolay elde edilmez belki de evet ama denemek vardır sadece denemek, çünkü zihin de tam pratik ederek öğrenir.
İnsan hiçbir zaman bir duyguda sürekli kalmaz. Yaşamda olan bitene düşünce yatkınlığına göre yorumlar yapar, duyguları da bu olanlara göre değişkenlik gösterir ve davranışlarını bu duygular belirler. Sonuç deneyimlerin olur. Hangi düşünce biçimine yatkınsan daha çok deneyimlerinin sonuçları da ona göre olur.
Aslında Hikâyenin başlangıcı; bir çocuğun doğar doğmaz en büyük ihtiyacı sevilmek, güven duymak, sonra onaylanmak, takdir edilmek, değer görmektir. Bu ihtiyacın kaynağı önce ailesidir ve sonrasında büyümesine eşlik edenlerden öğrenerek sever ve güvenir. Bu kısım çocuk bilincinde olduğu dönemlerde başlar. İradesi ile değil, beş duyusuyla algıladıklarıyla, gözlemledikleriyle taklit eder, yaşamı öğrenir. İleriki dönemlerde yetişkinlik zamanlarında da hala bu temelde aldıklarıyla doğru orantılı olarak karakterini ve kimliğini oluşturur.
Yetişkin olduğu evrelerde bu oluşan karakteriyle ama hala bilinçaltındaki öğrendikleriyle bazen bilinçli bazen de bilinçsizce otomatik kararlarla seçimler yapar ve yaşama buradan tepkiler verir.
Yine yetişkinlik döneminde sorgulama yetisi başladığı evrede bu sefer, geçmişte kim olursa olsun, ne öğrendiyse öğrensin, kendi karakterinde gördüğü ama rahatsızlık duyduklarını değiştirmeye, kendi öz kimliğini bulmaya niyet eden, kendi öz değerlerini inşa edenler vardır.
İşte insan kendini sevebilmeyi, kendine güvenebilmeyi;
Ancak yaşam bazen herkese eşit derecede imkânlar vermez. Bazı insanların sınavları erken başlar. Bazılarının dert dediği de bir diğerinin yorumuna göre hediye diye bile yorumlanabilir. Bu yüzden kendini sevmek, kendine güven inşa etmek irade ve emek göstermeden sihirli bir değnekle gelmiyor.
Çocuk yaşta bu sevgi, güven ve değeri alamayan çocuklar hep yarım hissederler, bazen değersiz, bazen öfkeli, bazen suçlayarak bakarlar dünyaya. Azıcık bir sevgi görebilmek için çok şey feda edebilir ve çoğu zaman yaşamda savrulup giderler. Sonucunda da işler daha da karışabilir; bazen suçlu olurlar, bazen sürekli suçlayan, bazen öfkeli, bazen şiddet gösteren, bazen kurban, çaresiz insanlar olurlar ve çoğunlukla da yaşamlarını tatminsiz devam ettirecek seçimler yaparlar.
Çocukluğu sevgisiz geçen insanlar, yaşamlarında aydınlığa çıkmak için çok çabalar, bazen diğerlerinden daha çok üzülen ya da daha çok çalışan olurlar. Yolculukta daha çok yorulanlardır onlar, tırnaklarıyla kazırlar. Ya kendilerini kabul ettikleri çaresizlikleri ile yaşama kurban ederler ya da buradan hayata tutunabilmek, öne çıkabilmek için hırsla büyük başarı hikayeleri çıkarırlar.
Şimdi bir düşün!
Geçmişte yaşanan tüm bu zorlukları hak etmesen de belki yaşadın evet, sınavların büyük başladı belki kabul! Ama bugün, şimdi, geleceğini kendi istediğin gibi yeniden sen yazabilirsin, en azında deneyebilirsin.
Sen etki edebileceklerine odaklan, yorumlarına! Çünkü olanlara zihninin yatkınlığına göre yorum yapmak senin seçimindi! Olanları gözden geçir ve neyi kontrol edebileceğini hatırlat kendine her olanda.
Önce kim olduğunu, nasıl bir dünyaya geldiğini, neler yaşadığını keşfetmekle başlayabilirsin. Olanlarla yüzleşmek, kabul etmek önemli ama sonra daha çok kim olmak istediğine odaklanmak, enerjini buna yoğunlaştırmak, düş kurmak, düşe adamakla, çalışmakla o istediğin hayatı kendine sen hediye edebilirsin belki. En önemli şey kendini bilmek ve kendini sevmekle başlıyor. Her ne olduysa önceden, seni kendini sevmekten alıkoyan, bütün olan bitene rağmen sadece var olduğun için sen hala değerlisin ve nefes aldığımız sürece de yeni güzel bir yaşam inşa etmek için hala zaman var.
Sadece unutma ki, senin sevmediğini, senin değer vermediğini kimse de sevemez. Geçmişinde belki de alamadığın o değeri, sevgiyi önce kendine sen vermelisin, kurtuluş burada. Kimseye iyi görünmek, kimsenin senden beklediği hayatı yaşamak zorunda değilsin, sen her şeyden önce kendini onaylamalısın. Hata diye yorumladıklarına bir daha bak, koşullarını anlamaya çalış, o zaman başka seçim şansın belki de yoktu ya da olduğunu belki göremedin ya da belki de kendini gerçekleştirebilmek için bunları yaşaman gerekiyordu. Hayatı deneyler yaparak öğrenmene saygı göster. Kendini artık affet, barış kendinle, onurlandır bu kısa yaşamı önce kendine şefkatle. Kim bilir yaşadıkların kime nerede dokundu, kimi güçlendirdi, bilemezsin, neyi tamamladın bütünün içinde, fark bile etmedin! Yaşadıklarına da iyi-kötü, doğru-yanlış diye sıfatlandırmadan kendine önce sen saygı duy.
Sen sevilmeyi çok hak edensin, tüm seçimlerine rağmen. Bir yaşam hakkın varsa, geçmişine yanarak bugününü kaybetme, yarınını da şimdide harekete geçerek sen şekillendir. Hak ettiğine inandığın güzel bir dünyayı sen kendin yaratmaya odaklan.
Evet doğru düşlersen her şey mümkün; dünyada tek bir kişinin bile ulaşabildiğine herkes ulaşabilir ama kazanlar yolda pes etmeyenler, kendini düşüne adayanlar, unutma! Zoru da gör ama düşüncelerin olumluya odakta kalsın daima. Sana hizmet etmeyen düşünceleri bırakmayı pratik et, zihin pratik ettikçe öğrenir keza. Tutkuyla harekete geçerek, pes etmeden, başarı yanılsamasına düşmeden dene, sahada, yolculukta deneyerek, deneyimleyerek öğren. Bu azmin zaferini elbet alacaksın. Yeter ki kendini gerçekleştirmen için ne istiyorum diye sor, sen istersen, nasıl yapılacağını zaten yolda keşfedeceksin ve olumlu bakabildiğinde göreceğin hep kaynaklar, mümkünlükler olacak, engeller değil.
Sevgiyi sen dışardan beklemeden kendin SEVGİ ol!
Göreceksin ki sen çaresiz değilsin, isterse her istediği OL’ansın.
Sağlıcakla
Aynur Görmüş