Bölüm-2
Sanat’ın tanımı elbette ki herkes tarafında farklı farklı yapılabilir. Tıpkı üretiminde ya da yorumlanmasında olduğu gibi tanımlamasında da özgürdür ve sınırlandırılmış bir tanım yapmak böylesi büyük bir kavram için her zaman pek tatmin edici olmayabilir.
Çünkü kavramlara yapılan tanımlar her şey de olduğu gibi bireyin de o kavrama dair kendi anlamlarıyla değişebilir.
Ama en anlaşılabilir haliyle sanat; zihinde tasarımı yapılan bir duygunun, öncelikle doğadan, yaşamın içindeki olaylardan alınan ilhamlarla dışavurumunu yapabilmek için, imgeler, semboller, renkler, geometrik şekiller, çizgiler, sesler, dokular kullanılarak anlatılabilme yöntemlerin tümüdür denebilir.
“Hakkında söyleyecek kelime bulamadığım,
başka hiçbir şekilde ifade edemeyeceğim şeyleri,
renkler ve şekiller ile ifade edebileceğimi farkettim.”
“Georgia O'Keeffe”
Sanat eseri, doğa başta olmak üzere yaşamda var olan her şeyi ifade etmelidir ve eseri üretmenin zamanla ilgili bir telaşı olamaz. Sanatın süreci sakinlikle işlemelidir ve sanatçı olanda güzellikleri görmeli ve bunu da esere yansıtmalıdır. Doğadaki tüm canlıların yaşama kattığı farklılıklarında ve zenginleştirici renklerinde olduğu gibi sanatta insan hayatını güzelleştirmeli, ruhlara iyi gelmeli ve izleyicisine haz vermelidir.
“Sanatı düşündüğüm zaman aklıma güzellik gelir.
Güzellik hayatın gizemidir.
Güzellik gözde değil, zihindedir.
Zihnimiz mükemmelliğin farkındadır.”
“Agnes Martin”
“Bir sanat eserini yaratmak için
tüm kuralları görmezden gelmeli ve unutmalıdır.”
“Pablo Picasso”
İnsanlığın varoluşundan itibaren sanat her daim hayatımızda vardır ve de var olacaktır. Dolayısı ile bu süreç boyunca sanata dair tanımlamalar, yargılar, eleştiriler, hatta akımlar da dahi değişim ve gelişim göstermeye devam edecektir. Bu yüzden sanat kalıcı, özgün ve orijinal olmalıdır. Diğer taraftan da bu özgünlükle üretilen eser sanatçının gördüğü dünya algısını bize kendi algılarımızla yorumlama imkânı da vererek bizim de yaratıcılığımızı geliştirir.
Sanat, bireylerin ve toplumların yaşamlarında birçok alanda farklı etkiler yaratır ve bu açıdan ayrı ayrı değerlendirilebilir. Çok önemli bir iletişim, dışavurum ve sosyalleşme aracı da olurken, insanın yaşantısı ile bütünleşmesinde, yaşama anlam bulmasında, toplumsal değerlerin ve ideallerin belirlenmesinde ve hayata geçirilmesinde, kültürlerin oluşmasında ve bunların kalıcı olmasında, hayal gücünün geliştirilmesinde ve kendini, duygu, düşünce ve değerler bakımından ifade etmede önemli bir yer tutar.
Sanat aynı zamanda, akımları, farklı yaratıcıları, müzeleri, sergi alanları, gösteri salonları ve benzeri birçok sunum alanlarıyla insan yaşamını kapsayan büyük bir sosyalleşme faaliyet alanıdır. Bu yüzden de toplumun bir parçasıdır ve insandan ayrı tutulamaz. Sanatın birçok dalı (resim, heykel, müzik, edebiyat, tiyatro, sinema, fotoğraf gibi sahne sanatları vb) sürekli olarak çeşitli bilim dalları ve felsefe açısından da incelenmektedir. Felsefe açısından sanatın değerini anlamak için de büyük düşünürlerin yaptıklarına ve söylediklerine bakmak gerekir.
Sanat üreticisinin ilhamı, kendi yaşamından ya da yaşamadığı, özlemini duyduğu hayatlardan, sosyolojik ve coğrafi dünyanın içinde olanlara dair tepkilerinden, toplumsal sorunlara duyduğu öfkesinden, duruşundan, en çok da doğadan gelebilir.
İlhamının da ötesinde, eserin yaratıcısının kullandığı teknikler, temanın felsefesi, yaşama bakış açısı, sanatı beğenenin, takip edenin ruhunda da bir anlam yaratmalıdır. Sanat, bu sebeple üretenlerde ve takip edenlerde hem hayranlık duygusu uyandırmalı hem de onlara haz vermelidir.
Yaşamı güzelleştirmeye dair sanatın herhangi bir alanından, herhangi bir yerinden tutabilmek, izleyicisi ya da üreticisi olması fark etmeksizin, bir sanatçı özeni ile çevreye, topluma ve kendine katkı sunabilmek, insanın var oluşunun en büyük kanıtı olur sanırım.
Elbette hayatta kalabilmek için üretim de tüketim de olacaktır ama tüketimden fazla, artı üreten olmanın hazzı ve tatmini, sanki yaşamı sanata çevirmeye dair bir görevi yerine getirmenin mutluluğu, büyük bir şükran duygusu hissettirebilir insana.
Keza sanatın bir ucundan üreticisi, paylaşanı, bir dalına ilgi duyup, zaman ayıranı bile olabilmek, yaşamda eksik hissettiğin bir parçanın tamamlanması gibi büyük bir tatmin yaşatmaya yetiyor insana.
“Resim hayatımı tamamladı.”
“Frida Kahlo”
Yaşamlarımıza, toplumun bütününe katkı sağlarken kendimizi de gerçekleştirebileceğimiz, sanatın bir dalında var olmayı sağlamaya gönüllü bir kalp, niyet ve ilham diliyorum.
“Sanatın amacı,
ruhumuzu,
gündelik hayatın tozlarından temizlemektir.”
“Pablo Picasso”
Sanatla ve Sağlıcakla
Aynur Görmüş
Devamı; Bölüm-3 "Sanat Terapisi"- İleriki sayılarda