Sanat Terapisi

“Sanatın amacı bir şeylerin dış görünüşünü yansıtmak değil,

içsel önemini yansıtmaktır.” 

“Aristoteles”

 

Sanat duyulara hitap eden ve ayrıca duyguların da dışavurumuna aracılık edendir ve güzelliğin keşfi ile doğmuştur. İnsanın yaşamını yüceltir ve anlamlı kılar. Sanatın insan yaşamına en önemli katkılarından biri düşüncelerimizi, davranışımızı, kimliğimizi oluşturmamıza destek olurken, kendimizi tanımamıza, bulmamıza dair de bizi güçlendirmesidir, aynı zamanda da empati duygularımızı geliştirir.

İnsanın varoluşunda, sorgulamak ve yaşama anlam bulmak vardır ve bu yolculukta, acı da mutluluk da kaçınılmazken, tatmin olabilmek ve acıyla baş edebilmek için insanın sanata ihtiyacı vardır. Bu sebeple üretenlerde ve üretimi takip edenlerde hayranlık duygusu uyandırmalı ve  onlara haz vermeli, yaşamı keyifli hale getirmelidir.

 

Sanatla Terapi Nedir?

Sanat aynı zamanda insanı iyileştiren bir terapi yöntemidir. Sanat Terapisi ise bazen açığa çıkmayan duyguları teşhis eder, bazen de sürecin bizzat kendisi tedavi amaçlı kullanılır. Burada sanatın rolü, terapiyi uygulayanla alan kişi arasında köprü görevi görmesidir.

Sanatı sağlık kurumlarında terapi amaçlı ve psikoterapi alanında kullanma fikri, 1930-1950 li yıllar arasına denk geldiği söylenmektedir. Aynı zamanda Avrupa’da, savaş zamanlarında bu yöntemle travmatize olmuş, acıya duyarlı ve olan biteni değiştirmeye olan istekle, insanların dışa vuramadığı duygularını, bireysel olarak onları işaret etmeden, hazırlanan ortamlarda tedavilerine yönelik de kullanmışlardır.

1980li yıllardan sonra günümüze kadar ise kamusal kesimde de yasal bir sürü değişiklik yaşamış ve iyice profesyonelleşmiş durumdadır. Bu dönemde Jung yaklaşımlarının da etkisine girmiştir. Jung kendisi de bir sanatçı heykeltıraştır. Sanatla terapi alanında Freud’un katkıları asla yadsınamaz, bu alanda birçok ressamın hayatını da incelemiştir. İnsanların rüyalarını anlatmak yerine resim olarak yapmalarını istemiştir.  Margaret Naumburg da sanatın bir psikoterapi yöntemi olarak geliştirilmesinde öncülük edenlerin başında gelirken, Edith Kramer ise iyileştirici olanın sanatın sürecinin bizzat kendisi olduğunu söylemiştir. Bizim ülkemizde ise Dr.Kazım Dağyolu ve Dr. Süleyman Velioğlu buna öncülük edenlerdendir.

Sanat ve Terapinin benzerliği, her ikisi de içten dışarı işleyen bir süreçtir.  İçe atılan deneyimlerin, fikirlerin ve gerçeklik olarak adlandırılan inançların yeniden var edilebilmesi, yeni anlamlar  bulabilmesi ve dışa vurulmasıdır.

Sanat özgürlüğü sever, kişinin sorunlarından, inanç kalıplarından, kendinden özgürleşmesi için, kısacası insanın dönüşümünün gerçekleşmesinde de çok önemli bir araçtır. Kültürel mirasın da birçok dalı bizlere sanat yoluyla aktarılmıştır.

Sanat terapisi, herhangi bir sanat materyali ile ve sanatın gücünü kullanarak, insanların bilinç altındaki inançlarına, deneyimlerine dair bilgi edinebilmesini sağlamak, sözle ifade edemediği, dışa vuramadığı duygularının farkına varabilmesini ve bu sessiz çığlıklarından özgürleşebilmesini, sorunlarının kök sebeplerini anlamayı ve azaltmayı hatta yok etmeyi, duyguları ifade etmeyi hedefleyen bir yöntemdir. Bu yöntemle birey, konuşmak zorunda kalmadan, problemi sanat yoluyla daha yumuşakça, zorlanmadan, direnmeden de ortaya dökebilir.

Sanatla yapılan terapi diğer tedavilerden farklı olarak, hastalarda yaratıcılığı aktif olarak kullanır. Bu yüzden de sadece duyguların dışa vurumunun ötesinde süreç içinde de iyileştirici etkisi ile, kullanılan sanat dalının tedavinin etkin bir parçası olmasını sağlar. Bilinçaltına itilen bir takım olumsuz deneyimlerin sonucu yaşananlar dışa çıkarılmadığında ruh sağlığı riske girer. Sanat bu riske karşı koruyuculuk görevi üstlenebilir.

Sanat terapisinde imgeler, semboller, metaforlar kullanılır, ortaya çıkan şeyler problemi bire bir yansıtmasa da acılarla, travmalarla, duygularla bire bir yüzleşmeden, zaman zaman daha kolay, esnek ifade edebildiği bir yöntem olabilir.   Bireyin aslında ortaya çıkardığı şey sayesinde içini dışarı dökmesidir. (Örneğin tuvalin üzerine, renkler, çizgiler, semboller kullanarak ya da notalarla çıkardığı melodilerle yapar bunu). Ama izleyicide bu görüntünün neyi ifade ettiğini yaratıcı olan kişi bilemez”.  Bu sadece onun yorumudur ve bu yöntemle, sözle anlatmaktansa daha rahat içini dökmesini sağlar.

Sanat, birçok dalı ile duygulara odaklanarak, keşfetmemizi, kendimizi ifade etmemizi, farkında olmadığımız şeylere dair iletişim kanalı bulmamızı kolaylaştırır, kendimizi ve ilişkilerimizi geliştirmemizde yardımcı olur. İnsanın, dünyadaki neşeyi, keyfi fark edebilmesini sağlayan da bir yoldur, iyileştirir. Her insanın farklı yaratıcılığı vardır ama çoğu zaman gücünün farkında bile değildir. Yaratıcılık duygularını tanımayı ve kendini ifade etmeyi, kendinle iletişimine de farklı bakış açıları geliştirmeyi sağlar. İşte sanat terapisi bu yaratıcılığı açığa çıkarır.

Sanat terapisi sadece insanların kendilerine yönelik değil, yaşamda değişimini arzuladıkları alanlarda da topluma karşı duruş sergilemelerine, duygularını ifade etmelerine yardımcı olur.  İnsanların önce kendi ve sonra diğerlerinin duygularıyla iletişim kurduğu çok önemli bir araçtır.  

Bu alanda kullanılan dallar; resim, tiyatro, heykel, drama, dans, hikâye anlatımı, gibi tedavi edici sanatlarıdır ve psikoterapide de kullanılır. Müzik aracılığıyla ise ritme, seslere, insan sesine, enstrümanlara ihtiyaç duyulur.  Yazıdan da her zaman yararlanılır.

Semboller, imgeler, renkler insanların duygularındaki öfke, kayıp acısı, iki insanın ilişkisinin güçlendirilmesi, kaygı bozuklukları gibi duyguları birçok sanat terapisi teknikleriyle ifade edilmesini sağlar. Bunu her zaman bilinçle değil, bilinçsizce de yansıtabilir.  Dışavurumculuğu ile insanın kendini yeniden var etmesini sağlar.

Örneğin resimle terapi, gelişiminde; Sigmund Freud ve Carl Jung’ın teorilerinden faydalanmış ve farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Resim sanatı ile yaşamında görmek istemediklerini renkleri ve sembolleri kullanarak ortadan kaldırabilir, ya da kurmak istediği dünya tuvalinde can bulabilir. Bu yüzden renklerin çeşitliliği çok önemli ve özellikle siyah ve beyazın mutlaka renklerin arasında olması önemlidir. 

Tiyatro ile birçok insan sahne korkularını, toplum içinde var olabilme, kalabalık ortamda konuşabilme kaygılarıyla yüzleşip birtakım alışkanlıklar kazanırken, yazma sanatında ise hayalleri yardımı ile kişi deneyimlerini ya da geleceğini yeniden sözcüklerle kurgulayabilir.

Yaratıcılığa odaklanarak insan duyguları ile yüzleşebilir, kendine daha şefkatli ve kabule geçen olabilir ve sonunda da iyileşebilir. Sanat terapisini kullanarak, duygular üzerinde çalışmak ilişki kalitesini arttırabilir. Çünkü duygular iletişimin en önemli aktarıcısıdır. Ancak duygular sözcüklerde ifade bulamadığı durumlarda bazı semboller, sesler, renkler, metaforlar çok yardımcı olacaktır. Bu şekilde odaklanma ile kendimizin bile fark etmediği yanlarımızı ortaya çıkarabiliriz.  Sanat aracılığıyla duyguları, düşünceleri hatta hayata vermek istenilen mesajları, gösterilmek istenen duruş daha çok insana ulaştırılabilir. Görsel ifadeler, semboller sözlü ifadeden daha etkili olarak zihinlerde yerini alır.

Duygular, endişeler, korkular hatta düşler anlamlandırılamadığı, dışa vurulamadığı durumlarda sanat buna tercüman olabilir. Bu yüzden sadece psikolojik rahatsızlığı olanlar için değil, kendini daha net, cesur ve rahat ifade etmek isteyen herkes için anlamlıdır. Kendini tanımak, farkında olmak ve kendine dönmek için de çok önemli kapılar açar.  Stresi, endişeyi azaltmak, kendi benliğinize olan saygınızı arttırmak için de kullanılır. Bu yüzden becerinizin seviyesine değil, kendinizi tanımanıza kulak vermeniz sürecin faydasını görmeye yeter. 

 

Bu faydalardan bazıları;

  • Zor duyguları, yaşanmış travmaların bilinçaltındaki etkisini bilinç seviyesine getirip fark etme, ifade etme, odaklanma, problemi çözme, dikkat ve hafıza gelişimi alanlarında fayda sağlar.
  • Kendinle sağlıklı ve samimi yüzleşmeler becerisini geliştirir.
  • Farklı bir üretimle özgüveni geliştirerek, hoş zaman geçirerek stresi ve kaygıyı azaltma,
  • Yaşamınızdaki stres kaynaklarını tanımayı ve baş etme becerisi keşfetme,
  • Duyguların ve kaygıların ifade edilmesi sonucu duygusal boşalım ve rahatlama,
  • Sanat terapisi sürdürülebilir olduğunda, sezgileri güçlendirir ve ilerleme sağlar.
  • İçe atılan acıların, travmaların imgeler ve semboller yoluyla dışa atılmasını sağlar.
  • Motor becerilerin ortaya çıkarılmasında faydalıdır.
  • Bilinç altı duyguların bilince getirilerek farkındalık ve özgürleşme,
  • Korkuları sanat ürününe dönüştürerek onlar üzerinde kontrolüne sahip olma gelişimi ve daha iyi hissetme
  • Meşguliyet ile gelişme, öğrenme, adayarak hızlı iyileşme ve bir amaca bağlanmayı, hayata anlam bulmayı sağlar.
  • Grup sanat terapilerinde ise birinin diğerine ilham olmasını sağlar, başkalarının acılarından ya da motivasyonundan güçlenmeyi,
  • Hayal gücünü geliştirir ve sürekli düş kurdurtur, yaratıcılığı ve kendini özgürce ifade edebilme gelişimi ve duyguları kontrol edebilmeyi sağlar.
  • Fiziksel yetilerinizin gelişimi,
  • Düşünce biçimlerinin değişmesini ve kendinizi keşfetmenizi sağlar.
  • Özellikle çocukların duygularına ulaşmada çok çok önemli bir araçtır.

 

Her birimizin içinde yaşama uyarlanmayı bekleyen gizli potansiyelleri ve yetenekleri vardır. Sanat beş duyu organımıza hitap ederek bunları keşfetmeye yardımcı olur, hızlandırır ve yaşama anlam katar.

Kısacası sanat bütünsel sağlığımıza çok katkısı olandır. Ruhu, zihni, bedeni ve kalbi iyileştirir.

 

“Bernard Shaw” ında dediği gibi;

“Yüzünüzü görmek için ayna,

ruhunuzu görmek için sanatı kullanırsınız.”

 

Sanatla ve Sağlıcakla

Aynur Görmüş

Sanatla Terapi- Fotoğraf-1

Sanatla Terapi- Fotoğraf-1

Sanatla Terapi- Fotoğraf-2

Sanatla Terapi- Fotoğraf-2

Image

Arzu KOLOĞLU

1978 yılında Niğde’de memur bir aile...

Image

Aynur GÖRMÜŞ

“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...

Image

Aynur KULAK

2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...

Image

Ayşegül EKŞİOĞLU

İstanbul’da doğdum, Pertevn...

Image

Burak KETENCİ

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...

Image

Gülhan MERİÇ

1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...

Image

Hasan Ünal TEKAĞAÇ

1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....

Image

İbrahim KORKMAZ

1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...

Image

İlkay AKIN

Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...

Image

Psk. İlkim ÖZ

İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...

Image

Mehmet DEĞİRMENCİ

1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...

Image

Orçun OĞLAKCIOĞLU

Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...

Image

Özlem KALKAN ERENUS

1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...