Aynur Görmüş derKi
ÖFKESİZ, ÖZGÜR RUHLAR
“Öfkeyi terk etmek, ruhumuzu özgür bırakmak demektir”
Hayatımızda huzurla ve sağlıkla yaşamayı engelleyen en büyük zarar öfkeli olmak ve kin duymaktır bence. Yaşadığımız şartlarda hayatı tolere edebilmek maalesef çok kolay değil. Elbette doğru ifade edildiğinde çok insani bir duygudur öfke. Ancak aşırı ve kontrol edilemez bir noktaya geldiğinde bedenimize ve ruhumuza inanılmaz bir zarar verir.
Peki, hiç öfke duymayacak mıyız?
Nasıl kontrol altına alabileceğimizi, nasıl yönetebileceğimizi hiç düşünüyor muyuz? Öfke bastırılmalı mıdır?
Toplumumuza baktığımızda gün içinde hepimiz bu duyguyu oldukça sık yaşıyoruz ve bahanelerimiz her daim var; trafikte uzun süre beklediğimizde, iş hayatımızdaki çalışma koşullarında, birisinden bir eleştiri veya negatif geri bildirim aldığımızda, bir şeye sahip olamadığımızda, işler istediğimiz gibi gitmediğinde, kısacası yaşadığımız şartlarda öfkelenecek bir şeyler hep buluyoruz. Bu beden dilimize de yansıyor ve oldukça gergin, her an kavga etmeye hazır bir insan imajı veriyor. Oysaki öfkenin hem vücudumuza hem de ruhumuza ciddi zararları vardır. Öfke ve kin duymak vücudumuzda fiziksel hasarlar yaratır ama bunların dışında sağlıklı düşünmemizi de engeller, adil olmayan ve duygusal kararlar almamıza sebep olabilir.
Öfke ile baş edebilmek için kaynağını da bilmek gerekir; yaşanan pek çok kişisel ve sosyal problemlerinde özünde aslına hep öfke vardır. Öfkenin temeli, kişinin karakterine bağlı olabileceği gibi çocuklukta yaşanan travmalara, bastırılmış duygulara, mutsuz bir ailede büyümeye, şiddet görmüş olmak gibi bir sürü sebebe dayanabilir. Öfke çok sık yaşadığımız bir duygu ise bunun temelini bulmak gerekir. Bunun üzerine gitmek yerine öfkeyi bastırmak ciddi depresyonlara, iletişim sorunları yaşanmasına sebep olabilir. Ama işte tam da bu yüzden öfkeyi bastırmak değil doğru ifade etmeyi, çevremize, sağlığımıza zarar vermeden yani yönetebilme becerisini kazandırmalıyız kendimize. Bu yöntemler herkese göre değişebileceği için kişinin kendini tanıması önemlidir elbette. Kendini tanımadan bununla baş etmek kolay olmayacaktır. Öfkelendiğimizde genelde duygusal kararlar veririz, bu yüzden böyle zamanlarda mantığın öfkeyi yendiğini düşünmeli ve olumlu düşünmeye sevk etmeliyiz kendimizi. Bu şekilde hem kendimize hem de karşımızdaki kişiye zarar vermemişiz oluruz.
Çoğu zaman tepki vermeden önce karşımızdakinin o anını, şartlarını, doğru zamanı olup olmadığını da düşünmek öfke duygusunu azaltabilir. Herkesin büyük dertleri, zor zamanları olabildiğini düşünürsek daha kolay olabilir hayat. Özür dilemek için illa haklı olmayı beklemeye gerek yok, çocuk veya yetişkin olmak fark etmez. Affetmeyi bilerek, buna yönelterek bakış açımızı ve çevremizi, yaşamaya çalışırsak daha iç huzurlu bireyler olabiliriz. Tercihimizi toleranslı bir insan olmaktan yana kullanabiliriz seçimlerimizde. Çünkü insan olmanın gereğidir hata yapmak ve hatalardan ders çıkarmak. Koşullara göre haklı ya da haksız olabiliriz, bunu kişiselleştirmez ve kabullenirsek özür dilemek de daha kolay olur.
“Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin egonuzdan yüksek olduğunuzu gösterir” der Freud.
Uzun süre biriktirdiğiniz bir öfke varsa içinizde bunu çözerek devam etmek lazım hayata. Hadi bugün başlayın bundan kurtulmaya, uzun zamandır sakladığınız bir duyguyu açın o kişiye, haklı bile olsanız özür dileyin ve ruhunuzu özgür bırakın..!
Sağlıcakla...
Aynur Görmüş
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat 1976 İstanbul doğumluyum. Akademik eğitimimi Kocaeli üniversitesi’nde Biyomedikal bölümünü tamamlad...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...