“Oscar Wilde“ demiş ya ; “Tiyatroyu tüm sanat biçimleri arasında en yücesi olarak kabul ederim çünkü o insanoğlunun, neyin insani olduğu duygusunu bir başka kişi ile en dolaysız olarak paylaşabileceği yoldur.”
Bence tiyatro, bütün sanatları birbiri içine alarak, uyumlu bir şekilde kullanıp , bunu tek bir biçime dönüştüren tek sanattır. Sanatın dalları arasında bir çok gelişimi aynı anda sağlayanların en önemlisidir bana göre.
Özgür düşünme bilincini insana aşılarken, dayanışmayı, sorumluluk bilincini de arttırır. Toplumsal mesajları özgürce vermeyi, eleştirel bakmayı, sorgulamayı sağlar, farkındalığı arttırır . Kişilerle toplumların ilişkilerini anlamayı, anlatmayı en iyi becerebilendir. Düşünceleri hayata geçirmeye cesaret verir. Sanatı sevdirir ve hitabet yeteneğine katkı sağlar.
Hiç bir zaman oyuncu olmak gibi bir hayalim olmamıştır ama çocukluğumdan beri tiyatro izlemek beni inanılmaz heyecanlandırmıştır. Resimden sonra beni en en çok etkileyen sanat dalı tiyatro. Tiyatro oyuncusu olmak ne zordur diye düşünürüm her oyun izlediğimde ; karşısında canlı canlı seyirci, aldığın anlık geri dönüşle hep aynı replikleri, aynı performansı defalarca sahne de sergileyebilmek ne büyük emek ama sonunda göz teması kurduğun seyirci ile o alkışı duymak ise sanırım bu işin en büyük tatminidir. İşte başarıyla ve alın teriyle biten her oyunun sonunda , bir tek o an kendimi onların yerine koyar ve onlar adına nedense ben gururu yaşar , duygulanırım.
Geçmişe gore son bir kaç yılda tiyatro hakettiği ilgiyi biraz daha görmeye başladı diye düşünüyorum. Ama yeterli mi , bence hayır. Sanata elbette en çok devletten destek gelmesi önemli ama içerik bakımından tiyatronun otoritelerden biraz daha bağımsız olması gerektiğine inanıyorum ben. Çünkü tiyatro biraz da muhaliftir. Özgürce icra etmelidir sanatını. Tiyatronun bu sebeple hakettiği ilgiyi görmesi daha çok biz bireylere düşüyor. O zaman ben de kendi adıma bu ay bizi takip eden değerli okuyucalara hatırlatma olsun diye bundan bahsedeyim dedim.
Her yıl 27 Mart’ta kutlanan “Dünya Tiyatrolar Günü” nü ,topluma ve bireylere kattığı bu etkileri bir kez daha hatırlayarak, sanata gereken önemi verelim.
Gidip gördüğüm, beğendiğim tiyatro oyunlarını ben de elimden geldiğince “alaimisema kültür terapisi” hesabımdan sizlerle heyecanla paylaşıyorum. İyiyi, başarıyı, emeği takdir etmek, tavsiye etmek de ayrı bir keyif oluyor.
Saik Faik ne güzel demiş; “Tiyatro demek; kardeşlik demektir, erdem demektir, sevgi demektir”
İnsanca, Sevgiyle ve Sağlıcakla…
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat 1976 İstanbul doğumluyum. Akademik eğitimimi Kocaeli üniversitesi’nde Biyomedikal bölümünü tamamlad...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...