Anlatı 3
İSTANBUL’U GÖZLÜYORUM GÖZLERİM KAPALI
İnsanın uykusu yokken yatması. Uyumaya çalışması. Uyuyamaması. Uyuyunca da uyanamaması. Sabah kendi kendine uyanma özgürlüğünün olmaması. İstemediği işler peşinde koşması bütün gün. Bile bile o trafiğe girmesi. Sürüden kopamaması. Nefret ettiği kalabalığın bir parçası olması. Gücünü ve sabrını son damlasına kadar tüketip akşam evine dönünce de çocuklarıyla oynayacak gücünün kalmaması. Tüm bu fiiller zincirine İstanbul deniyor, modern hayatta. İstanbul’u gözlüyorum gözlerim kapalı.
Hayat modern ama biz ilkel kaldık. Her yerde her zaman ulaşılabilir olmaya teknoloji dedik. Kendimize ayıracak vaktimiz kalmadı. Bir şeyler okumaya, anlamaya vaktimiz yok. 2 dakikalık videolarda bulduk hayatın anlamını. Onu bile ileri sararak izler olduk! Çok meşgulüz. Müşkülüz.
Aşk. Emojilerle sınırlı. Yeni emojiler geldikçe aşk hayatımız canlanıyor. Modern hayatın hiyeroglifleri! Whatsapp çökünce göçük altında kalıyor kelimelerimiz. Cep telefonu olan herkes fotoğrafçı, sosyal medyada herkes şair! Şarjı kadar ömrü olan insanlar topluluğu.
Herkes anlatıyor. Kimse dinlemiyor. Lafını mümkün olan en kısa yerden kesip kendi anlatacağına başlamak için fırsat kolluyorlar. Dinlemiyorlar. Ramazan’da Müslümanlıkları nüksediyor. İbadeti ve hırsızlığı aynı bedene sığdırıp İsviçreli bilim insanlarını bile şaşırtıyorlar.
Arabalar canlı. Ruhları var. Süslüleri var, sahte sarışınları var, makyajlılar, renkli gözlü olanlar, sesi güzel olanlar, içi güzel olanlar… Sevdikleri, sevmedikleri var. Bazı arabalar bazı insanları sevmiyor mesela. Konuşuyorlar korna alfabesiyle. Dünyada ilk ve tek. İki kısa bir uzun, hafif yollu küfür. Tek uzun, afilli bir küfür. Üç kısa, dikkat. Bir kısa, iyi niyet göstergesi niteliğinde…
İstanbul’u gözlüyorum gözlerim kapalı. Ama boğaz bir harika. Laf ettirmem. Dilencisi, çiçekçisi, minibüsçüsü, mısırcısı, balıkçısı, paçacısı… Hele ki Pazar günleri Caddebostan – Kartal sahili… Vay, vay, vay. Yoğun bir sis. Tavuk sisi. İleride bir tavuğum olursa adını Sisi koyacağım. Aşka uçmadıktan sonra kanat neye yarar diyen Hz. Mevlana’ya inat, kanat yoksa mangal neye yarar diyen Hz. İstanbullular. İstanbul’u gözlüyorum gözlerim kapalı. Nerede Attila İlhan’ın gemiler kalkan Maçka’sı? Sezen Aksu Kanlıca’nın orta yerindeki hangi taşa oturmuş ki? İstanbul’da mı aldatmış herkes Cahit Külebi’yi? Kayahan’ın İstanbul’dan güzel dediği güzel, neden İstanbul’daymış ki o zaman? Urumeli Hisarı’na oturup bir türkü tutturan Orhan Veli’yi bekçi kaldırmamış mı oradan? Yassah hemşerim yassah! Bir gün bir çılgınlık yapıp metrobüsle Beylikdüzü’ne gideceğim.
İstanbul’u özlüyorum gözlerim kapalı…
Burak Ketenci
14.05.2019 Akdeniz
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Yazı yazar, yazar değil; şiir yazar ama şair değildir. Şiir ve yazıları; derKi, Merdiven Altı, Lemur, Nett...
1978 yılında Niğde’de memur bir aile...
“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...
2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...
İstanbul’da doğdum, Pertevn...
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...
1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...
1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....
1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...
Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...
İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...
...
1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...
Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...
1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...