Farkındalık Sanatı

“Farkındalık Sanatı”

Son yıllarda hayatımıza giren bir terminoloji gibi görünsede “Mindfulness” çok uzun yıllardır varlığını sürdüren ama değeri ancak anlaşılmış bir uygulama biçimidir. Uzmanı olduğum bir konu değil ama çok ciddi merak sardığım ve araştırdığım bir konuya ben de dikkat çekmek, sizlerle fikirdaş olmak istiyorum.

Düşüncelerimizin, algılarımızın, duygularımızın, doğanın, ve yaşadığımız çevrenin farkına varıp, belirli bir an içinde kalarak, olduğu gibi kabullenebilmek diye tanımlayabiliriz . Hiç bir şeyin farklı olmasını dilemeden, olduğu haliyle kabullenen ve yaşayan bir bakış açısı.

Düşüncülerimizle kavga etmek yerine, değiştiremeyeceklerimizi yargılamadan kabul etmek veya olasılığı varsa değiştirebileceklerimizin aksiyonlarını alıp onların gelişimini gözlemlemek, bize verdiği rahatsızlığı azaltmaya yardımcı olmak, hem dış çevremizde olanları hem de içimizdekileri olduğu gibi kabul ederek, farkına vararak yaşamaktır.

Belirli bir an da kalabilmenin duygusal, zihinsel ve bedensel sağlığımıza da etkisi bilim adamlarınca kanıtlanmıştır.  Bunun için bir takım egzersizler mevcuttur. Kullanılan en büyük araç ise nefesimizdir. Beynimizi hiç bir şey düşünmeden o ana odaklamayı denediğimizde bunun ne kadar zor olduğunu göreceksiniz. Ama nefes bu ana ulaşmak için en kıymetli araçtır. Hem de her daim bizimle beraber olan bila bedel bir araç.

Suziki’i demiş ki  ; “Zihnimizi dinlendirmek için eylemlerimizi durdurmamız gerekmez. Eylemin içerisindeyken dingin kalabilmek zor olan, aslolandır.”  Yani odaklanmamız gereken şey hiç bir şey yapmadan öylece nefes alıp durmak değildir elbette.

Beynimizde gün içinde aynı anda konuşan bir sürü ses var, öğretilmiş duygularla, belirli kodlarla sürekli kafamızın içinde konuşan, bize keşkeler dedirten, önce harekete geçirip sonra pişmanlıklar yaşatan ve bunu susmadan tekrar tekrar anlatan, çoğu zaman bizi kemirip tüketen iç sesimiz.. 

Amacımız; öncelikle bu seslerin bizi yiyip bitirmesine izin vermemek ve bunun için de sahip olduğumuz anlara bire bir odaklanmak , yaptığımız şey her ne ise tam da o anda sadece onu düşünmeye çalışmak, bir şey yaptığımız yada düşündüğümüzde o anı daha verimli kılmak olmalı.

İç sesimize sürekli  “keşke…” dedirtmek yerine, “evet, yaptım” diyip farkına varmalı, sorumluluğunu alabilmeyi öğretmeyi tercih etmeliyiz.

Belki de gün içinde bizi hiç rahat bırakmayan bu sese biraz sakin olma egzersizi yaptırabilmek , hatta onu duymamak diye açıklıyorum ben.

Mutluluğumuzu yaşadığımız olaylardan çok, bizim o olaylara verdiğimiz tepkiler belirliyor. Farkındalık çalışmaları , olaylara verdiğimiz tepkinin daha sağlıklı, kontrol edilebilir ve yapıcı olmasına yardım ederek daha mutlu bir hayat yaşamamıza yardım eder.

Farkındalık değişime karşı tutumlarımızı pozitif etkiler. Değişimin yarattığı endişe ve belirsizliği reddetmek yerine, bu duyguların da sorumluluğunu almamıza ve kabul etmemize yardımcı olur.  Sonuçta hissettiğimiz duygular ne olursa olsun hepsi bize aittir. Korkuları, endişeleri , duyguları yok saymak  onların varoluşunu değiştirmez, onları kucaklayıp , farkına varmak onlarla uyum içinde yaşamayı öğrenmemize , kendimizi bütünüyle sevmemize  yardımcı olur.

Aslında hayatlarımıza baktığımızda elbette her birimizin farklı sorunlara sahip olduğumuzu göreceğiz ama bütününü düşününce bunun hayatımızın tamamına hakim olmadığını da söyleyeceğinizi  tahmin ediyorum. Sorunlarımız belki hayatımızın bir kısmında vardır ama çoğunluğu bizim yarattığımız endişe ve kaygılarımızdan oluşur. Kendinize şimdi bir sorun isterseniz ;

“şuan hayatımda yolunda gitmeyen bir şey var mı ?” 

Belki de sorun olarak gördüğümüz çoğu şey ; geçmişte yaşanmış şeyleri sürekli hatırlamamız ya da geleceğe dair kurduğumuz endişelerimiz hatta bizim yarattığımız hikayelerdir.

Bir de sadece şuanı düşündüğünüzü hayal etseniz, tam da şuan ;  işte o zaman etrafınızdaki kokuları duyacak , içtiğiniz kahvenin damağınızdan geçerken hissettirdiği duyguyu fark edecek, bir yere giderken varacağınız yeri düşünmek yerine, geçtiğiniz yollardaki şeylere daha çok odaklanacak ve dünyanın nasıl da güzel, mucizelerle dolu bir yer olduğunu fark edeceksiniz. 

Hayatı çok ıskalıyoruz maalesef, beynimizin içindeki o endişeli iç sesler bizi o kadar çok meşgul ediyor ki, var olacağını bile bilmediğimiz bir yarın için , şuan ki hayatı dolu dolu yaşama, keyif alma fırsatını kaçırıyoruz.

Bu değişebilir mi ? Elbette ki evet, her şeyin değişmek gibi bir zorunluluğu olduğu gibi bu da değişebilir, istedikçe, pratik yaptıkça gelişir. Her yeni şeye başladığımızda çoğumuzun yaptığı en büyük hata küçük gelişimlerden tatmin olmayıp, mutsuz olup hemen sona ulaşma telaşından ve olmadığında da vazgeçmekle sonuçlanmasıdır. Pes etmeden sabırla ilerlemek en önemlisidir, küçük adımlarla,küçük motivasyonlarla ve asla küçümsemeden..

Mesela bu yöntemi kullanarak yani meditasyonla yemek yiyerek yediğinizin farkına vararak yeme disiplini oluşturabilirsiniz. Bir kaç farklı kişiden aldığım Mindfulness eğitimleri sayesinde , odaklanırsam eğer ; yemek yerken çok daha dikkatli ve az yiyerek de doyma disiplinini kazanabiliyorum. Bu şekilde  hiç de az yiyormuşum gibi hissetmemeyi öğreniyorum. Bunu uzun vadede disiplin haline getirme çabasındayım şimdi. Ama oluyor , denedim gördüm.

Yine her sabah güzel uyanmaya çalışmak; bugün neden yataktan uyanmam gerekiyor’a  cevap bularak, yapılacaklar listesinin uzayıp gitmesi , koca bir günün sana ait olması, yaptıklarına birer çentik atmak ve günü dolu dolu geçirmek ve gün sonunda yapabildiklerine ve sağlığına büyük bir şükür seslendirmek … İşte Muhteşem!

Kaygıları giderelim, hayattan keyif almayı öğrenelim, derin derin nefesler alarak, bize verilen bu nimetlere daha şevkatle ve farkında ve şükürle yaklaşalım…

Eğer istersek herşey mümkün

Sağlıcakla….

 

 

 

 

 

 

 

product

product

Image

Arzu KOLOĞLU

1978 yılında Niğde’de memur bir aile...

Image

Aynur GÖRMÜŞ

“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...

Image

Aynur KULAK

2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...

Image

Ayşegül EKŞİOĞLU

İstanbul’da doğdum, Pertevn...

Image

Burak KETENCİ

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...

Image

Gülhan MERİÇ

1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...

Image

Hasan Ünal TEKAĞAÇ

1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....

Image

İbrahim KORKMAZ

1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...

Image

İlkay AKIN

Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...

Image

Psk. İlkim ÖZ

İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...

Image

Mehmet DEĞİRMENCİ

1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...

Image

Orçun OĞLAKCIOĞLU

Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...

Image

Özlem KALKAN ERENUS

1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...