Kırpık Şiir

 

 

Gönderilmeyen bir mektup yazdım  yazdım bugün sana

yarım kalan bir mektup daha;

 

Sevgilim,  rüyamdaydım kendimin kabusu oldum bugünlerde

Saçımı çekiyordu çocukluğum yine

İlk gençliğim çizgilerimi beğenmiyordu

Yorumlasan ne derdin

Hayır hayır öyle değil  bir yerin yokluğundan yakınmıyorum

Nasıl olsa gitmeyeceğim biliyorum

Kapı çalıyor  daha anlatacaktım

Yazarım yine yazarım

 

İşte bu zaman avutuculuğuydu

İçinde durmaktı senin

Ki nasıl zordu başının altında bir yastıkla yaşarken

İçinde yanan idare lambasının ışığının sönmemesi

Seninle konuşup seninle susardık

Kağıda yazılmış insanlar gibi nemlenir ıslanır kırılırdık

Kendimize mi birbirimize yoksa bir hastalığın pozitif

Çıkmama haline mi kırılırdık

Başa sardığımız söküp yeniden onardığımız şeyler gibiydik

Yalnız anlarımız vardı baştan çıkarılmış

Ve biz büsbütün çıkarılmıştık zamandan

Bize ayrılan locadan sanki hevesin kovulduğu evrenden birbirimize

Sesleniyorduk

Hem yargıçtık hem sanık hm birbirimize koca hem birbirimize kadın

sesimiz kendimizin yankısı mı bilmiyorduk kimi gün

Yüzümüze oturan bir gülümsemeden tanıyorduk onu

Almak ve vermek gücüne sahiptik biliyorduk

Ve sahipliğimizden korkuyor birbirimize hem yenilgi

Hem teselli gibi sokuluyorduk

Çoğulluğumuz kaybolup giderdi öyle anlarda

 

Teki kaybolmuş her şey gibi kendi yalnızlığımızda duruyorduk

içimizde büyüyordu kimi gün farklılıklarımız

her ayrılığımız başka bir firardı

gitmenin delice bir yolunu buluyorduk

 

Durup durup geliyordu aklımıza

2 de 1 çalan o şarkı

Seninle bir dakika

Ve işte yok sonrası

 

Ve bizden ve birden üçüncü şahsa geçiyorduk

boşluklarımızda da bir biz oluşturmuştuk

sınırın dışında  güvenli bölgeydi orası

Hala birbirimizin yokluğuyla konuşuyorduk

 kendi suyunda unuttuğumuz bir yansımaydı yalnız ayrılık

onu da söylemeliydi giderken

bunu da söylemeliydi

dönüp söylemeli miydi

kelimeler çoğalıyor biz tekliğimizle daha da yalnızlaşıyorduk

ne ben uğurlayabilmiştim seni

ne sen geçmek istemiştin yokluğumdan öteye

mayalanmış her şey gibi

ezberlerin dışına çıkmıştık bir defa

birbirimize karışan yerlerimiz eski halini alamazdı biliyorduk

 

eğer bir balıksanız

atmosferin dışı da denebilirdi buna

bizi boğan bizi yalnızlaştıran o dünyaya yalnız ve kimsesiz

dönmek istemiyorduk

insan kendini ilgisini beklediği insan yokken yalnız hissedermiş

onca kalabalığın nedensiz suretlere dönüşünden anlıyorduk

sonra içimizin kurmalı  saatlerini kuruyor kuruyorduk

sonunda orada duruyorduk kurmayı bıraktığımız yerde

zamanla gidip dönmeyeceğimiz yerde

henüz  bir adım atmadığımız ama bir adımın artık çok uzak olacağı yerde

birbirimize hiç göndermediğimiz mektuplar yazıyorduk

 

eski bir radyonun ışığında yazıyorum bu satırları

kırpık saçlı bir kızdan kalemini ödünç aldım

biliyorum tüm kötü alışkanlıklarım gibi

 bu deli savruklukta bir boşluk tuşu kadar

uzun kaldım

ve biliyorum bu bir barışma cümlesi değil

 ama artık ben  bakırdan gümüş günlerle idare

edemiyorum

 

bu senli bu kalabalık başı başka kalabalıklara bölemiyorum

oysa biliyorum ben senin ışığını  fenerlerini yuttum

artık bir idare lambası yetmiyor aydınlığıma

seni geri istiyorum

 

 

yapmam dediği her şeyi yapıyordu insan bir aşkta

Gitmem diyor gidiyor

Dönmem diyor dönüyordu

Henüz ölmesine hazır olmamaktı bu içindekinin

Hala için onunla konuşuyorsa kalemin hala gönderilmeyen mektuplar

Yazıyorsa gidilmiyordu

 

Ortalama bir aşkın yazılı olmayan kuralları vardı

Ayrılık nasılsa vardı

İlk seven kaybediyor

İlk ayrılan kazanıyordu

 erkeklerin soğuk kadınların sıcak sevdiğini

Aşkın bazen sadist

Bazen mazoşist bazen ikisi de  olduğunu

Güçlü bir sevişmenin sevginin ibresini belirlediğini biliyorduk

burada duruyordu bizdeki tecrübe denen şey

Kaç aşkın böyle harcandığını görüyorduk

Ve geride kaç atımlık jetonu kalmıştı kalbimizin

Yeni bir aşkı kafamızda bile kuramıyorduk

İşte böyleydi içimizde ayrılık

Ama tüm bilincine rağmen bilinçsizce şeyler yapmaktı  aşk

Bir deli savruklukta bir boşluk tuşu kadar uzun kalmaktı

onda kalmaktı

Image

Arzu KOLOĞLU

1978 yılında Niğde’de memur bir aile...

Image

Aynur GÖRMÜŞ

“Aynur Görmüş” Kimdir? 17 Şubat...

Image

Aynur KULAK

2005 yılında Günlerden Bir Gün romanı ile ede...

Image

Ayşegül EKŞİOĞLU

İstanbul’da doğdum, Pertevn...

Image

Burak KETENCİ

1976 yılında İstanbul’da doğdu. Y...

Image

Gülhan MERİÇ

1975 yılı Düzce doğumludur. Anadolu üniver...

Image

Hasan Ünal TEKAĞAÇ

1974 yılında doğdu. Amasya Merzifonludur....

Image

İbrahim KORKMAZ

1986 yılı Bulgaristan doğumlu olan İbrahim Ko...

Image

İlkay AKIN

Almanya’da doğdum. İlköğretim 1. sınıfı...

Image

Psk. İlkim ÖZ

İlkim öz, Ankara doğumlu olup Hacettepe ünive...

Image

Mehmet DEĞİRMENCİ

1974 yılında Denizli’de doğdu. İstanbul...

Image

Orçun OĞLAKCIOĞLU

Orçun Oğlakcıoğlu 1974 yılında Denizli’...

Image

Özlem KALKAN ERENUS

1989 yılında İstanbul Lisesi'nden, 1993'te...