Gövdem bir salyangoz ve bir taş İz bırakıp giderken yavaş yavaş Kabuklarımdan kurdum bu dünyayı Sağırdım tüm imkânsızlıklara Oklarından kaçtım aşkın Dişli dillerini hedef almıştım ıskaladım Bahçe çağırıyor beni Camı biraz arala Duyuyor musun ince bir ıslık sesi? Y...
Ellerim eski, tutulmaktan yamalı Uzadım artık bileklerimden Kırık, dökük bir kağnı arabası göğsümde Taşına taşına bir kalpten diğerine Biliyor musun nasıl duyar terziler çürük ipliklerin yamadığı bir elbiseyi çünkü yankı yapar kötü onarılmış sökükler Sızdıran yerlerinden dikilmezle...
Sesim gel seni suya koyalım Yaprakların eriyor kuruluğumda Tutunamayan tüm köklerin akranım Sesim kaybolma diye başka isimler bulmalı sana Kesmeye, esmeye, uçurtmaya benzer bir şeyler Olgunlaşmamış bir elma mesela Sesim dalında dur ve rüzgar çıktığında hışırda...
Uyuduk ve duyduk Suya konan gülün Dağılan yapraklarının çıkardığı hışırtıyı Hışt HIŞT O gün ki gördük acının salyangoz kılığında saklandığını Biz onu hiç sobeleyememiş çocuklardık ‘Yum gözlerini geçer’ diyorduk yalnız öyle biliyorduk Sayıyorduk ve saymakla yetinemiyor,...
Ne çok kirlendim Oysa en temiz giysimle karşılamak isterdim seni çamurun içinde debelenmeden… Ben bildiğimden beri kendimi Yol aldım uzaklara küçük bir pencereden Güneş tüm evlere doğduğu gibi doğardı Umuttu bizim coğrafyada güneşin adı...
İşte yine gönderilmeyen bir mektup yazdım sana; “Sevgilim, rüyamdaydım kendimin kâbusu oldum bugünlerde Saçımı çekiyordu çocukluğum yine İlk gençliğim çizgilerimi beğenmiyordu Yorumlasan ne derdin Hayır hayır öyle değil bir yerin yokluğundan yakınmıyorum Nasıl olsa gitmeye...
Şiirler çirkinlerin işi, Kitaplar yalnızların. Su birikintileri içindeki denizi sızdıranların işi, Suskunluk acıdan kaçanların… Bir gözü üstünde, bir kulağı sesinde olanların İşi sevgi. Aklın ibresini dağa kaldırmak, Eğilip suya firarlar yazmak, Depreşmek ve olur olmaz kan...
Hayatın onu geçemeyen yerleri var Eski bir sevgili gibi durur karşısında Avucunda söz vermiş bir yüzük için oyulmuş ay taşı, Bakışında halkalar… Susmam gereken yerlerde söyledim bazı Onu da seslendirdim Onu hep seslendirdim Konuşunca başka şeyler söylerdi. Asılsız ihbar hattı...
Elleri dedim bir yabancının elleri değil, alıştırıyor kendine Kilidini bulan anahtarlar gibi Değişmez biçimini veriyor tutunduğu parmaklara Seninle aramızda böyle imla kuralları olmadan konuşmak Su terazisinde duymak sesini Tepedeki çay bahçesinde bir bitimlik öğle vakti Sevdiğin şair...
Ay bitti Ama acılar yıkanır daha Her şey dekorluk tas tamam Masallar pek uydurulmuş perdelere Ama perdeler yıkanır daha Camlar kendiliğinden aydınlanır ve yemişler ıslanır dallarda Bir sokak köpeği gibi geçer günler pencerelerden Sonra biri, onu, bin beş yüzü Şehrin içinde yaşaya...
Hiçbir aşk cezasız kalmıyordu -Ziyanı yok gülüşü yeter bize- Onun sınırlarına komşu olmayan yer yok ki evrenimizde Kayıt dışı kurduk soframızı Tutam tutam koyduk acısını günlerin Biraz dream,, biraz dram, biraz drums Koltuk altlarımıza tutturuldu zaman Girdiğimiz her savaşın ar...
Dilimizin pervasız yanlarını ödünç alan Panik atak ilişkiler kuruluyor burada Telaffuz edilemeyen kelimeler cümle içinde kullanılıyor uzun gecelerden geçerken uğranıyor özlemlere Ve yok olup gidiyor vaatlerin bıraktığı külden izler Biri bütün yasaları çiğniyor diyor durmadan konuş...
Eriğe; şeftali, badem Dut ağacına; asma Mandalinaya; limon Vişneye; kiraz Şiire hüzün...
Eski kargo kamyonlarında ambalajlı günler taşıdık Dikkat kırılır yazılıydık Her çukurda kırıldık Bilinmeyen bir alfabe olduk birbirimize Aynı nehrin kollarıydık oysa Bir ucumuz Meriç bir ucumuz Maritsa Gözeneklerimizde biriken kir o fırsatçı siyah nokta Yüzümüzün adası İsyandı as...
İnsan mutlu olmak için doğduğu yerde ölmeliymiş Eski bir mezar taşında yazıyordu İçimin duvarlarını oymuş bir yara Can çekişen sözcükler kazıyordu Dokunsam şimdi hangi tene Başımda aynı nota aynı izdiham Hiç yaşanmamış düşlerin kimsesizliği İzsiz, keşifsiz her kıta gibi Sızdı...
İnsan bilmediği bir kokunun esiri olabilir mi? Bilmediği evlerde bilmediği odalarda uyuyabilir mi derin bir huzurla Uykuda, uyanık, sarhoş, ayık Bir şehrin gölgeleri arasında koşup Onu arayabilir mi? Muhalefetken her yanı Bir duvarın ardını aydınlık umabilir mi? İnsan bir kez g...
Göz kapaklarımı tatile yolladım senin gölgenle yetiniyorum bu ara Uykusuz çekirgeler gibiyim beni sokağa sal yaz akşamlarında Aşk sevmiyor gibi görünmek için rüşvet almıştı Not ettim kirin ve çakılın yazdıklarını Gotik sanatın diliydi dilim Var olduğuma dair bulgular azaldı...
Sen gidersen mavi bulut Kim onarır bizi? Nasıl sevişir kuşlar dam altlarında Kabukları kanamaz mı ağaçların? Su taşkınları önüne kattığını götürür sen gidersen Sızdırır içine köşe başlarında tüm evsizler Avuçlarımızda kalır taze umut gibi ektiklerimiz Yitirmek için içeriz Vaktinden...
Bir adı olsaydı kıyısı kabuk tutmuş denizlere sorardım Kalemin kara kalem olmadan önceki beyazlığını Dalgalar susunca anlatırdı kuş sesleri Yalnızlığın camları kırıp girdiği evlerde neden kendinden utandığını Duyar mıydın ince ağrılı bir eldiven gibi geçirgen Sancılı kabukların iç i...
içimizde bir leke gibi duruyor diyordu mağlup sevişmelerimiz Küf diyordu değişen rengine bir yaşta kadın olmanın Ben karbon izi diyordum çoğul yapmayan her iz Matematikçi karekök diyordu Coğrafyacı menzil Denizci mendirek Kimileri şairce tanımları sevmiyor Seks diyordu Kısıyorduk r...
Gövdem bir salyangoz ve bir taş İz bırakıp giderken yavaş yavaş Kabuklarımdan kurdum bu dünyayı Sağırdım tüm imkânsızlıklara Oklarından kaçtım aşkların Dişli dillerini hedef almıştım ıskaladım Bahçe çağırıyor beni Camı biraz arala Duyuyor musun ince bir ıslık sesi Yürüyo...
öldüm İki sokak ötende öldüm Gün doğmuştu, hava güzeldi öyle avuttular cesedimi Güzel günde öldü dediler Birkaç kuş havalandı düşerken kopan yaygaradan Ve geçtiğin kaldırımlar Kirlendi kanımdan özür dilerim çoktan çıkmıştın evinden Meydana yaklaşmıştın Ellerin ceplerindeydi. B...
Ellerim eski, tutulmaktan yamalı Uzadım artık bileklerimden Kırık, dökük bir kağnı arabası göğsümde Taşına taşına bir kalpten diğerine Biliyor musun nasıl duyar terziler çürük ipliklerin yamadığı bir elbiseyi çünkü yankı yapar kötü onarılmış sökükler Sızdıran yerlerinden dikilmezl...
İşte yine gönderilmeyen bir mektup yazdım bugün; Sevgilim, rüyamdaydım kendimin kabusu oldum bugünlerde Saçımı çekiyordu çocukluğum yine İlk gençliğim çizgilerimi beğenmiyordu Yorumlasan ne derdin Hayır hayır öyle değil bir yerin yokluğundan yakınmıyorum Nasıl olsa gitmeyeceğim biliyo...
Elleri dedim bir yabancının elleri değil, alıştırıyor kendine Kilidini bulan anahtarlar gibi Değişmez biçimini veriyor tutunduğu parmaklara Seninle böyle aramızda imla kuralları olmadan konuşmak Su terazisinde duymak sesini Tepedeki çay bahçesinde bir bitimlik öğle vakti Sevdiğin...
Hüznümün bin bir hali var Birbirini tanımaz gününe göre Sevincimin de az çok halleri var Oyum buyum diyemem bu yüzden Ama biliyorum ki Bugün hepsinden uzaktayım Başka biriyim iç içe geçen Yarın ne olacağımı da kestirmek zor Kim bilir ne okuyacağım az sonra Ruhumu darmadağın eden Hang...
içimizde bir leke gibi duruyor diyordu mağlup sevişmelerimiz Küf diyordu değişen rengine bir yaşta kadın olmanın Ben karbon izi diyordum çoğul yapmayan her iz Matematikçi karekök diyordu Coğrafyacı menzil Denizci mendirek Kimileri şairce tanımları sevmiyor Seks diyordu Kısıyorduk r...
Gönderilmeyen bir mektup yazdım yazdım bugün sana yarım kalan bir mektup daha; Sevgilim, rüyamdaydım kendimin kabusu oldum bugünlerde Saçımı çekiyordu çocukluğum yine İlk gençliğim çizgilerimi beğenmiyordu Yorumlasan ne derdin Hayır hayır öyle değil bir yerin yokluğundan yakınmıyor...
Bu yıl benim için ve bence pek çoğumuz için hayatı sorguladığımız kendimize daha çok döndüğümüz bir yıl oldu. Bolca düşündük, okuduk, hobiler edindik. çiçek diktik mesela. Bitkilerin coşup filizlenişini izledik. Hayatın ritmi kendi sesimizi daha iyi duyabileceğimiz kadar düştü. Yeni başlang...
Biz füzyon yasası ömrümüzün Glikoz yükü İbrenin şaştığı yerimiz yakınlaştıkça Derin radyasyon izleri taşıyan yerimiz vücudumuzda istilacı her aşktan çıkınca daha biraz daha Lapa olmuş kıvam tutmamış ve kekeme Geçirdiğimiz günlerde İçimizde o nefti esaretle Biz dürttük onu biraz da Ş...
Ne zaman biri gözlerimin içine bakıp bir sevda türküsü tuttursa ürperiyorum hala Bu keskinlik bu delicilik Yakınlarından geçiyor kırıklarımın Kabuğunun altına baktığım her ağaç bir ah veriyor bana Sızlıyor derinlerde Kırıp içerime gömdüğüm ayna Tuzlu suyunu bırakıyor dokunduğum...
Uyuduk ve duyduk Suya konan gülün Dağılan yapraklarının çıkardığı hışırtıyı O gün ki gördük acının salyangoz kılığında saklandığını biz onu hiç sobeleyememiş çocuklardık ‘Yum gözlerini geçer’ diyorduk tanıklık ettiğimiz her acıya Sayıyorduk içimizden saymakla kalamıyor...
Kadınlar kıyı olmalıydı. Kıyıyı beklemeli, pencereyi belemeli, ocağı beklemeliydi Kadınlar anahtar olmalıydı, kilit olmalıydı, kapı olmalıydı Bir bebek ağlaması üzerine bir yuva kurmalıydı Narindi, korunmalıydı, başında biri olmalıydı Kendinden korumak gelmezdi aklına kimsenin Hele k...
Eski kargo kamyonlarında ambalajlı günler taşıdık Cüssemizi aşınca yükümüz Her çukurda kırılır yazılıydık Her çukurda kırıldık Sır gibi kapımızda çalan çıngırak Bilinmeyen bir alfabeydi birbirimize Aynı nehrin kollarıydık oysa Bir ucumuz Meriç bir ucumuz Maritsa Gözeneklerimizde...
Şiir şairin kimliğidir. Bu yüzden onda hüner aramak anlamsızdır. Onda yaşam aramaktır doğru olan. çünkü matematiği olan her şiir taklit edilebilir fakat parmak iziniz size özeldir. Her iyi şiir dünyaya da yeni bir varoluştur. Tekrarı yoktur. Kendi şairi için bile ancak benzeri için esin kayn...
"Akşam haberlerde seni gördük" diyordu gelen geçen Rasim abiye." Bak oturma burda diyordu" büfeci Vedat. "Gene yiyeceksin cezayı" Rasim abi inatla "ödemem kardeşim ödemem" diyordu gelene geçene. İşe giderken simit almaya uğradımıştım bu sözleri işittiğimde. Bir laf atayım dedim güzel bir...
Ferhad'ın Hikayesi "Bekçilerden kaçan maskesiz 16 yaşındaki genç kovalamaca sonucu yakalandı" diyordu haberlerde, kovalamacayı da an an gösteriyordu. Küçük bir çocuk bir suçlu gibi "kaçma kaçma dur " uyarılarına aldırış etmeden oldukça paniklemiş halde kaçıyordu. İçimi acıttı önce gördüğüm...
Kızım doğmadan önce ona koyacağımız isim konusunda tüm anne babalar gibi biz de epey düşündük. Ortak bir karar almak oldukça zordu. Eşimle kızımızın isminin baş harfini onun belirlemesi konusunda anlaştık ve o da adının ‘M’ harfi ile başlamasını istediğini söyledi. ‘M’ har...
Bir adanın hikâyesi benzer kimilerinin hayatına: Ana karadan kopmuştur, yalnızdır. Her zaman ondan izler taşır ama istese de artık onun bir parçası olamaz. Denizlerle doludur fakat gidemez bir adım öteye. Dalgalar kıyısına vurur onun da fırtınada, alıp götürürler ne varsa. Güneşli günl...
Kadınlar kıyı olmalıydı bir denize Kıyıyı beklemeli Pencerede beklemeli, ocağı beklemeli… İyi şeyler için yaşanırdı bazen kötü şeyler Sevmenin hiçbir türlüsü iyileştirici değildi Kapının kilide uygunluğu ilk görüşte belliydi Bir kızın egemenlik hakkı önce babada, sonra ağabeyde...
Yarın farklıdır bugünden Adı değişir hiç olmazsa Kara bir suyu geçiyoruz şimdilerde Basarak yosunlu taşlara Sen bugünden yarına Birazcık umut sakla Metin Altıok’un bu umut dolu şiirini tekrar tekrar okumak istiyorum. Yorucu bir yıldan geçiyoruz çünkü. İyi şeyler duymak istiyoru...
çocukluğumun evlerini düşünüyorum da hayatın zor olduğu yıllardı ama her şeyin kalitesi de düştü sanki zamanla. Eşyalarımızın ahşaptı. Şimdi tümü kaplama. Yiyeceklerimiz organikti. Şimdi zor bulunuyor ve pahalı. Oyuncaklarımız bile doğaldı. . Evimizin kapısı sabah açılır akşama kadar da kapanmazd...
Mevsim bahar. Dışarıda oldukça güzel bir hava var. Biz evimizdeyiz. Bugünün en şansızları bebekler sanıyorum. ‘Nasıl bir dünyaya doğduk?’ derlerdi diyebilselerdi. Umut ediyoruz ki onları bekleyen tek talihsizlik bu olsun. Ve yaşamlarında başkaca ayaklarına taş değmesin. çocuklar için...
İnsan ne zaman umuda ihtiyaç duyar şiir oradadır. Yalnız ve sessiz bekleyişleri biter gecenin şiire kavuşunca. Güzel günler, güneşli günler göreceğine inanır yürek. Hayat damlar dizelerden hastanın yatağına, Yakındır yeniden yaşamak için çıkılan yollar. Daha iyi bir dünyayla buluşur yürekler. Yu...
Yıl 1955 Nazım hikmet Budapeşte seyahati sırasında rahatsızlanır. Kalp doktoru olan Doktor Litman İmre’nin muayenehanesine gider. Doktor kendisini muayene ederken gözü masanın üzerinde duran bir kavanoza takılır. Kavanozda suyun içinde bir insan kalbi vardır. Nazım, üzerindeki etiketten onun b...
BANA çİçEK GETİRİN, DüNYANIN BüTüN çİçEKLERİNİ BURAYA GETİRİN! Değerli şairimiz Ceyhun Atuf Kansu nun ‘Dünyanın bütün çiçekleri’ adlı şiirini pek çoğumuz biliriz. Yüreğe dokunan dizeleri özellikle her yıl öğretmenler gününde bolca okunur. Fakat o dizelerin yürek burkan bir hik&a...
Gene de Sev Yeni yıl ve yılın ilk günleri. Yeni bir şiir sayfası gibi doldurulmayı bekliyor günler. Her başlangıçta olduğu gibi umutlarımız var yeni gelenden. Bizim ondan, onun bizden beklentisi var. Verdiğimiz kararlar, verilecek kararlar, vazgeçilenler, pes edilmeyenler... Ne olursa olsun bi...
Kestim Kara Saçlarımı Gülten Akın ‘ Başka yol bilmiyordum, yazdım ‘ diyor şiirleri için. Şiirinin uzun yolcuğu biteli dört yıl oluyor ama o uzun yıllar bizimle yolculuk edecek daha. Şiirlerinde toplumun vicdanını harekete geçiren dizelere de sıkça yer verir Gülten Akın. Anadolu&rsqu...
BİZİM YOKUŞ ‘Size bir yokuşu anlatacağım. Bizim yokuşu bilirsiniz değil mi? Eski adı ile Babıali (Cağaloğlu) yokuşunu. Gazeteler, dergiler, matbaalar bu yokuşta toplanmıştı benim gençliğimde. Yokuşun alt başında Sabah matbaası vardı Mihran Efendi’nin. Başyazarı Diran Kelekyan. üst b...
Hadi Baba Gene Yap Bazı şarkılar sizi alıp uzak diyarlara götürür. İşte böyle bir şarkıdır ‘Hadi Baba gene yap’ Bir baba ile oğlu trenle seyahat yapacaklardır. çocuk bildiğin klasik çocuk, gördüğü her şeyi isteyen, alınmadı mı ağlayan çocuk yani. Neyse çocuk tren garındaki sat...
Refik Durbaş’ın harika kitaplarından biri ‘Edebiyat anılarda yaşar’ Edebiyatın büyük isimleriyle söyleşilerine, anılarına yer vermiş bu kitapta. Kitabında bir de bir Lokman hekim söylencesine yer veriyor. Lokman Hekimden kaç yıl yaşayacağını kendisinin saptaması istenir. H...
Karaköy’de küçük bir balıkçı meyhanesi çat çat. Asıl adı Hoşgör Köftecisi. Orhan Veli koyuyor bu adı. üç masalı şirin bir meyhane; o meyhanenin mutfağında çalışan bir kadın Mualla abla. Orhan Beli ‘abla’ dediği için dostları da ‘abla’ diyor Muallaya ’ya. Ama bu a...
"Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime" kemani Serkis Efendi’nin nihavent bestesi. En güzel yorumlarından birinin Sadri Alışık tarafından yapıldığına inandığım şarkı. Hikâyesini bilerek dinlenildiğinde ise daha bir anlam kazanıyor. Şair İhsan Raif Hanım; Köse Mehmet Ra...
Sevdiğimiz şiirlerin hikâyeleri de bir o kadar ilgi çekicidir bazen. Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Haydi Abbas Vakit tamam’ şiiri de güzel bir hikâyeyle çıkıyor karşımıza. Bu güzel şiirin öyküsü: Cahit Sıtkı Tarancı lisede öğrencidir. Beşiktaş’ta yatılı okum...
18 Nisan 1988 edebiyatımızın değerli usta şairlerinden Oktay Rıfat’ın ebediyete uğurlandığı tarih. Ertesi gün İlhan Berk günlüğüne şunları yazdı: ‘Dünya güzeli bir adamdı. Yazdıkları üstüne başına benzeyen o halis şairlerdendi. Cumhuriyet ilk klasiklerinden birini; dünya da büyük bir şai...
Bazı günler güneş yüzünü göstermez. Hava kasvetlidir. Kara bulutların ruhunuzun en derinliklerine işlediğini hissedersiniz. Uykulu haliniz peşinizi bırakmaz. Giyinmek bile oldukça yorucu bir eylem haline gelebilir. Tüm bu hisseleri yaşadığınızda herkesin kendine iyi gelen reçeteleri vardır...
‘Kolera günlerinde Aşk ‘ O gerçekle düşü iç içe geçirip bize bitmesini istemediğimiz hikayeler anlattı. Gabriel Garcia Marquez in kalemi büyüleyici kelimeleri ise sihirliydi. O sanki bize uykudan önce tatlı masallar fısıldarken Latin Amerika’nın çalkantılı geçmişi onun satırlarınd...
KIYMETLİMİZ İnsan emek verdiği her şeyi sever. üretmeyi sever. İşe yaramazlık hissi kadar bizi üzen çok şey yoktur. Günümüzde artık bir yere varmak için üç gün yol yürümemiz gerekmiyor. Temel ihtiyaçlarımızı sağlamak gün geçtikçe kolaylaşıyor. Bilgi ise dilediğimiz an parmaklarımız...
'Sana, beni asla tanımamış olan sana’ -Bilinmeyen bir kadının Mektubu- Stefan Zweig in eşsiz eserlerinden biri. Bu kitapta hayatı boyunca delicesine sevdiği, ancak kadının varlığından haberi bile olmayan yazara yazılan bir mektup yer alıyor. Yalnızca kadının iç dünyasından yola çıkarak pla...
‘Hayat üç bölümdür’ diyor Sartre. ‘Dünyayı değiştireceğini sandığın, değiştiremeyeceğini anladığın ve dünyanın seni değiştirdiğine emin olduğun… Sevdiğimiz birinin yaşamdan ufak ufak kaymasını çaresiz izlediğimizde daha çok hissederiz bu sözün doğruluğunu… Yürüyeme...
Gülhan Meriç derKi Şairin Bir Gecesi Ebedi sürecek bir mutluluk yoktur. Hatıralarda bile. Şanslı bir damladır kimileri, yere değil, yaprağa düşen. Bu yüzdendir kişisel mutluluk suçundan arınmak için, af diler iyi talihliler, acı çekenlerden… “Bu şekilde iç çeker gibi y...
Gülhan Meriç derKi KUMRU Albert Einstein’in ünlü bir sözü vardır bana yaşamı en güzel o anlatır; Diyor ki ünlü fizikçi; ‘‘Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere ve eşyalara değil’’ Eşyalar eskir, kişiler aldanır, aldat...
Gülhan Meriç derKi YAŞAMA DAİR Alber Camus diyor ki “İnsan, kendisine bir mânâ vermeye çalışan tek mahlûktur.” Yaşamımız kimse için değerli değilse bile bizim için değerli. Ona anlam katmak ihtiyacını her zaman hissederiz. Bu dünyadan giderken tek yöne usul usul, b...