çenebazdı, Hiçte sevimli, Gözleri güzel bakmaz Hem de haindi. Susmazdı dili, Dönerdi her yöne, Söylerdi her kulağa, Duymak istediğini. Hem riyakâr, Hem şaklaban, Hem de Kan emici sivrisinekti. İpin hem altında, Hem üstünde oynayan, Dost gibi görünen Kuyu kazıcı, Tam bi...
Sonbahar, doğanın en güzel ve renkli mevsimidir bence. Yazın sıcak günlerinin ardından gelen, hem doğada hem de insan yaşamında birçok değişikliği beraberinde getiren bahar. Sonbahar, sadece bir mevsim değil, aynı zamanda bir geçişin şölene dönüştüğü zamandır. Sararan ağaç yaprakları, serinley...
Gece ıssız, Gece sessiz, Kulak kesildik fısıltılara. Aklımızda kalan soru işaretleri, Ve karanlıkta görülen silüetler. Belki seçemediklerimiz Belki de Seçmek istemediklerimiz. Soru işaretleri... Cevaplarını bilmediklerimiz, Ya da söylemediklerimiz... Uzaktan duyduğumuz ayak sesler...
Hayat bazen, Leblebi tozu yerken konuşmak, Bazen parmaklarının ucunda, Yağmur damlası tutmak gibidir. Güldüren düşündüren bir bilgedir bazen. Bazen de Gökkuşağı gibi rengârenk. Ve bazen Kekremsi bir tadı olan, Ne yutulabilen, Ne de Vazgeçilebilendir hayat. Kadir K...
İlkbahara özlemle bakarım camdan, Kuşların cıvıltısını dinlerim hasretle. çiçeklerin kokusunu özlemle ararım, Gözlerim hüzünle dolarken yeşillere. Gelir mi diye beklerim her gün, Kuşlar uçuşurken gökyüzünde. Beklerim sabırla, özlemle, ilkbaharı. Güneşi özledim, sıcaklığını, çiçek...
Koşturdum durdum bunca yıl ömür denilen sokakların Taş döşeli yollarında Nefesim yetti yetmedi demeden. Şikayet etmek, O da neymiş bilmeden. Kâh kavurdu güneş tenimi Kâh ayaz vurdu yüreğimi. Hayat merdivenin basamaklarını tırmanırken. Bir kuşun kanat çırpması, Karıncanın...
Yürüdüm, yürüdü, yürüdüler... Elleri ceplerinde, Başları önlerine eğilmiş, Düşünceli, Gülümseyerek, Kâh teldeki kuş gözlerine takıldı, Kâh giden arabaların içerisindeki yüzler... Yürüdüm, yürüdü, yürüdüler. Düşündüler, Düşünmediler. Baktılar, Gördüler göremediler....
Hayat Yaşatılan Değil Yaşadıkların Kadardır Birini diğerinden çıkardığın zaman, sıfır kalacak büyük bir topluluk var etrafımızda hiçbir şeyin farkında olmadan hayat süren. Bağlı yaşayan, kişilikleri tamamen ipotek altında...
çılgın bir hikâyenin satır aralarında sıkışmış gibiyim; Bazı anlarda nefessiz kalarak, Bazen de çaresizce göz yumarak. Hayat denilen bu çılgın hikâyenin, Ve olanların tam ortasında. Amacı belli olmayan adımlar, öylesine söylenen sözler, Diz boyu umursamazlık. çılgı...
Acılar büyüttük içimizde. özledik hep güzel olanı, Gelecek diye umut büyüttük, Gelmedi. Doğduysa da güneş, Isıtmadı içimizi, İçimize işledi buz soğuğu. Yağdıysa bile yağmur, Topraklarımız ıslandı, Fidanlarımız yeşermedi. Gökyüzümüz mavi göründü gözümüze hep, Tâ ki maviyi göre...
Dışarıdan gördüğümüz güzellikler hep cezbeder ya peşinden gideriz ya da bize gelmesini bekleriz görüp gözettiğimiz o güzelliğin. Halbuki içeride neler olduğunu, bizi nelerin beklediğini bilmek için adım atmaya çoğu kez cesaretimiz olmaz. Onun da dışarı çıkıp yüzünü bize göstermesini bekleriz....
Can yangını mı bu, Yoksa yangında kalan can mı? Hüzün kuyusuna düşmüş insanlar, Ne kadar çırpınsan da çıkış yok. Karanlık, kör ... Görmez olan gözler, Tükenen nefesler. Hüzün kuyusuna düşmüş insanlar, Ne kadar çırpınsan da çıkış yok. Karanlık, kör ... Can yangını mı bu, Yoksa yangın...
Gece gibi Gündüz gibi Ay ışığı Güneş gibi Sen gibi Ben gibi Uyku gibi Düş gibi Bulutta yüklü yağmur, Pamuk pamuk kar gibi Toprak üzerinde çiçek Toprak altında tohum gibi İşte hayat bu Gibi gibi Kadir KOLTUK...
Bir küçücük ses, Bir ufacık korku, Yapma dur! Dokunma çocukluğuma, çocuk kalbime, Dur. Asma çocukluğumu be adam. Koparma onu gökyüzünden. Kırma dallarımı, Dur! Kadir KOLTUK...
Sonralar, Hep geç değil midir zaten . . . Sonralar değil midir? Keşkelere kucak açan. Keşkeler değil midir? Sonraları getiren. Sonları getiren Keşkeler Şüpheler Kaygılar değil midir? Gam ve kasavetler değil midir? Yakan Yıkan Yıpratan. Yangın sonrası külleri top...
Sırtında taşırsın dünyayı, Adın hamal. Yüreğinde yüklenirsin acıyı, Adın hamal. Sırtında yük, Ezilirsin inlersin. Umrunda mı dünyanın, Adın hamal. Hamal gel, Git hamal, Yüklen hamal, Taşı hamal, İndir hamal. Şikayet etmeye hakkın yoktur, çünkü ; Adın hamal....
Eski zamanların eksik insanlarıyız biz...! Yamalı bohça, Bulutlu gökyüzü gibi. Hiçbir zaman tam olmamış, Tamamlanmamış. Ya çocukluğu tartılmamış hiçbir tartıda, Ya da gençliği. Hep eğri kalmış terazinin bir kefesi, Yaşanmış geçmiş öylesine öylesine ölçüsüz bir ömür. Kadir K...
Ruhun ruha dokunuşunu yadırgadılar önce . Sevmek sandılar sevilmek sandılar yaşadıklarını. Esirgenmiş bir tebessümü, Okşanmaya yeltenilmeyen saçlarını, okşayan rüzgarı, Güneşin anlık göz kırpmalarını, Sevmek sevilmek sandılar. Sonrasında İstediler istemesine sevmeyi sevilmeyi de. Ya...
Ufacık tefecik elleri Gülerken kısılan gözleri vardı Bakışlarından yaramazlık akar Ele avuca sığmazdı Derken o da tanıştı hayatla O da gördü hayatı Hiç istemedi büyük olmayı Ama çocukta kalamadı. Işığı söndü sandı Sandı ki güneş dondu. Bir gün bir şey oldu Yüzüne bir gülümseme ko...
Bir bardak sıcak çay mıdır? İnsanın içini ısıtan, Yüzünü güldüren. Onu mutlu kılan. Yoksa O çayı birlikte içtikleri midir? Yanında mutlu oldukları, Yanındayken mutlu olan. Bir bardak sıcak çay . . ! Kadir KOLTUK...
Hep tutunacak bir dal, Sığınacak bir penah ister insan Dalgaların vurmadığı Rüzgârların savurmadığı Huzur bulduğu bir penah Belki bir yürek Belki bir ağaç gölgesi Bir bardak çayın sıcaklığı belki Belki de kuytu bir köşe Bilinmez ama, Hep tutunacak bir dal, Sığınacak bir pen...
Geçenlerde camdan, yağmurun ahenkle yağışını izlerken dalmış gitmişim eskilere ta eskilere... Ta eskilerden şimdiye şimdiden geleceğe... Yanan bir mum gibiydi ömür, bazen alevin büyüdüğü zamanlarda daha aydınlık, rüzgarlarda savrulan ya da ülfezikleşen bir yansıma. çocukluğum geldi aklıma y...
çocuktu daha, çocuk olduğunu bilmeden bilemeden. Kalktı tutundu kağnının zincirine, Adıyaman'dan adı yaman olan ellere. Göç kervanının açtığı izden Düştü gurbetin peşine. Sorsan bilmez adını varacağı yerin, Sorsan bilmez adını. Peşine düştüğü bir yudum güler yüz oysa, Ne babasından gör...
Adı sonbahardı, Ondandı onu hep son bilmeleri. Sararan yapraklar, çimenler, Derken yağan yağmurlar Tene buz gibi değen. Adı hazandı. Hazanı hüzün bildiler hep. Habercisiydi aslında doğumun Yeniden ayaklanmanın Bir daha bir daha var olmanın habercisi Oysa sadece adıydı sonbahar. Doğa...
Gün ile birlikte doğar şiir. Herkesten önce düşer yollara. Kâh simitçi tezgâhında, Bazen bir yudum sıcak çayda Bakmışın martı kanadında. Ve . . . Bir bakmışın Şiir sensin Kadir Koltuk...
Ellerimizle boyunlarımıza, Ellerimizle ayaklarımıza, Ellerimizle beyinlerimize, Ellerimizle bedenlerimize taktığımız Prangalara ömür boyu tutsak. Bir ömür kendimizi esir ettiğimiz, Bir ömür esirliğinden kurtulamadığımız, Prangalara bağışlanmış hayatlar. Belki değil, Bilerek ve ist...
Bir an bakıp etrafına Sana seslenen yüzleri görsen. Bakışları hissetsen. Kimi yorgun, Kimi telâşlı, Kimi ağlamaklı bakışların. Kimi gülücükler saçıyor. Kimi sesler kısık Duyuramıyor kendini. Kimi haykırıyor Kulakları yırtarcasına. Kimi sesler bakış oluyor Konuşmadan anlatıyor...
Gökkuşağı gibi rengârenk hayat Ve sen korkuyordun, Başını kaldırıp gökyüzüne bakmaktan, Sesini çıkarıp, duyabileceklerden. Belki ara sıra kalabalıktan Belki de kalabalıktan uzanacak bir elden. Ama korkuyordun. Bir söz, bir bakış ya da Ne bileyim işte Bırak dokunmayı,...
Uzaklara dalar gider gözlerim. Dünden bugünden yarına yâd ederek ömrü. Bir çalıkuşuna takılır gözlerim, Durmadan kanat çırpan. Kâh olur gün doğumu serinliğinde, Kâh olur deniz tuzu tadında, Kitap arasında kurumuş bir papatya güzelliğinde, Bazen satır aralarına sıkışmış...
Kimileri kalın ve parlaktır…Fakat kitabın hiçbir yerinde kendinize ait bir iz bulamazsınız…Bağdaşamazsınız hiçbir karakterle. Bir tarafından tutamaz, içinize sindiremezsiniz, atıverirsiniz bir köşeye. Kimileri sadece bilgi verir. Geceleri yanınıza alamazsınız onları, yüreğini...
Tek gel sen, İster mevsimli İster mevsimsiz olsun gelişin. Gitme sakın, Kırılsan da incinsen de bazen benden. Sensiz olmuyor hayat. çekilmiyor günler geceler. Hep yanı başımda dur sen, Hiç kalkma dizimin dibinden. Her an kulağıma fısılda masum sesini. Salın her dakika, Dans et sen....
Acıların ayak izleri derindir. Bazen için sızlar yazarsın. Gülerken yazarsın bazen. Bazen, Yağmur sonrası toprak kokusuna yazarsın. Papatyalar açar baharın haberini verir, Yazarsın. Bazen Hiçbir şey olmaz Hissetmezsin hiçbir şey Sadece yazarsın. Kadir Koltuk...
Aslında, merak ve iyi niyetle sorulmuş bir kelimelik güzel bir soru. Hem de masumane. Sorana ve sorulana has içerikler kapsayan. Güzel bir duyguyla sorulmuşsa karşıdaki kesinlikle merak ediliyor demektir. Ya tam tersi bir ruh haliyle sorulmuşsa; sanırım o zaman soranın alacağı cevap ö...
Rüzgârımız serttir bizim, Dolarız boynumuza bulutları. Kar olur yağarız yürekleri üşütmeden, Fırtına olur eseriz acıtmadan incitmeden. Zorumuz kendimizedir, Yüzler asılmasın, kaşlar çatılmasın, Yükselmesin sesler, nefesler diye. Ne bir fazla isteriz verilenden, Ne de hesap tutarı...
Her yeni yıl, bir önceki yıldan yapamadıklarımıza dair umut içeren yeni bir başlangıç demektir. Bu duygularla hazırlandık 2020 yılına da, bu umutlarla karşıladık onu da. Saat 00.00 İlk gün ilk dakikalar haydi Bismillâh dedik yeni güne, yeni umutlara, oysa değişen sadece tarihti ve saat yin...
ömür dediğin kör bir bıçak kimine, Uğraşsan da kesip atamazsın. ömür dediğin kör bir göz kimine, Baksan da göremezsin. ömür dediğin kör bir kalp kimine, Ne sever ne de kıymet bilemezsin. ömür dediğin kimine göz yaşı, Mutluluk kimine. Karanlıktır, aydınlıktır Seçemezsin . Kimine kö...
Simsiyah yazgıları vardı İsyan edemedikleri. Kara tüllere dolanan umutları vardı çaresizce çözemedikleri. Gözyaşları vardı, Karanlıktı, Bir türlü tan yeriyle ağarmayan. Onlar kendileri için yaşamazdı. Havayı solumazlardı kendileri için. Gözleri hep yollarda, Yürekleri he...
Hangi sisli anların, Hangi puslu zamanların arifesindesin. Kısılmış gözlerinle bakarken etrafa, Beyninde, tepinen deli taylar Yavrusunu kollayan kısraklar koşar. Al yeleleri, savrulan saçlar gibi. Durulmaz aklın hiçbir zaman, Fırtına yüklü bulutlar misali. Şimşekler çakan gözlerinden,...
Gece ıssız gece sessiz. Kulak kesildik fısıltılara, Aklımızda kalan soru işaretleri... Ve karanlıkta görülen silüetler. Belki seçemediklerimiz, Belki de seçmek istemediklerimiz. Soru işaretleri... Cevaplarını bilmediklerimiz, Ya da söylemediklerimiz. Uzaktan duyduğumuz ayak sesle...
Kendini sevmektir Mutluluk. İki dudak arasından çıkacak bir çift söz, Bir tebessüm, Yaz günü minik serçenin suyla buluşması, Her gün eli yüreğinde bekleyen annenin evladına kavuşması, Bir bebeğin dünyaya gözlerini açması, Kapıyı açtığında seni karşılayan tüy yumağı Mutluluk mu . . !...
Benim adım gül, Başka konuşamam Bildiğim tek lisansa gülce Dilimi bilmeyen anlamaz lâfzımı Bakar bana söylemez Söylerim ona anlamaz. Benim adım gül Lisanım gülce. Gül dalıdır parmaklarım Gözlerimse gül güzeli, çiy düstüğünde yapraklarıma Ağlarım zanneder Gülceyi bilmey...
çekildi el ayak Issız kaldı sokaklar. Sessiz kaldı insanlar. Kaldırımlarda başı boş kediler, Kedileri kovalayan, Başı boş köpekler. ülfezik yanan sokak lambaları. Yazıları zar zor okunan tabelalar. Saat gecenin üçü. Sokak başında göründü üçü. Biri elleri ceplerinde, Yakası kalkık...
Sustu Dünya Ben Feryat EderkeN, Sustu Da Baktı Umrunda Bile Olmadan. Dipsiz Bir Kuyuda Düşüyorum Durmadan, Tutunacak Bir Yer Yok. Karanlık Her Taraf, Görmez Oldu Gözlerim. AttiğIm Her çığlık Sessiz, Duymaz Oldu Kulaklarım. Attığım Her AdIm Sensiz. Uzanan Bir El Yok...
Adı çocuktu henüz Ve henüz soyadı da çocuk. Ağlayarak selamladı dünyayı Nedir ne değildir bilmeden. Şanslı olanları ısıtacak, Sarıp sarmalayacak, Koruyup kollayacak Sevgi dolu bir kucak vardı. Ya dünyaya çıplak doğup Hep çıplak kalanlar . . . Ana kokusu bilmeden,...
Geceye fısıldadı adını, Gece sustu. Belki tanıdı, belki tanımadı Ama sustu. Gece sordu yine de, Kimsin sen? Dedi. O sustu. Belki tanıdı, belki tanımadı Ama sustu. Gece serdi sofrasını ortaya, O elindekileri koydu masaya. Başladılar konuşmaya. O anlattı yalnızlığını geceye, Gece ört...
DOKUNMAYIN Dokunmayın yalnızlıklara, Onların kimsesizliklerine dokunmayın. Geçen zamanlar boyu aldıkları yaralara, Bahsedemedikleri sevdalarına, Ağlayamadıkları gidişlere, Dönemedikleri yollarına dokunmayın. Uykusuzluklarına, Kızarmış kan çanağı gözlerine, Hep örselenmiş sözlerine dokunm...