Rüzgâr usulca saçlarını okşasa Güneş yanaklarından öpse Sen bahar geldi sansan Yollar hep güneye çıksa Geceleri seven yanımız Yıldızlarla oturup sofralar kursa Dolunayı beklerken usanmasa gönül Bir adımlık nefesinde zaman öylece dursa Kelimeler nazlanmasa Atlayıp eski zamandan kalma...
bir gün parmaklar sergilenecek bir kuyumcunun vitrininde yüzükler kendine parmak beğenecek bisikletler çocuk seçecek ayakkabılar ayak bir havlama sesi duyulacak köpek olmayacak bir ağrı olacak sebep olmayacak bize ayrılan sürenin sonunda kütüphanelerde hiç basılmamış kitaplar o...
Yaşamın karmaşıklığının ve belirsizliğinin yarattığı kaygılı zamanlarda, başımıza gelenlerle uyum içinde yaşayabilmek, içsel bir denge bulabilmek ve sonucu ne olursa olsun bundan tatmin olmak için benimseyebileceğimiz ve pratik ettikçe de geliştirebileceğimiz bir takım davranışlar sayesinde ha...
Şakadan olsa gerek, Biri demişti bana; “Yalnızlığın, Ne kadar da yaşlı! Bir ölçsek de, Yaşın, yaşına denk mi bilsek! Hem, belki de ölür kendiliğinden Ağır ağır şu yokuştan çıkarken!” Yaşlı olduğuna bakmayın siz; Hekimden değil, çekenden sorun! Hiç ölecek gibi değ...
Dağınık bir odaya benziyor dünya Kimi nereye koyduğundan habersiz Binbir düzen içinde ruhun eksiliyor Annemi çağırıyor her hüzün Ne kadarda gözlerine benziyor Sevgili dağlar ardına hapsolmuş Haberi yok ümidi tüketiyor Düşlerin dimağında kahırlar birikiyor Yol yol diye ezberlenen her...
Tiyatro; Rengârenk düşlerle, gerçeklerin gri renkli gölgesinin el ele tutuşarak insanlara yepyeni hikâyeler sunma sanatı bana göre. Kimi zaman canınızı acıtarak, kimi zaman da yüzünüzde tebessümler yaratarak ruhunuza dokunur sahnedeki tiyatro sanatçıları. Her oyunda farklı bir k...
Her şey aynı. Sen aynı ben aynı. Baktığımız saat, çıktığımız merdivenler, Yürünen kaldırımlar, Bakılıp gülümsenen yüzler aynı. Günaydınlar, Simitçi aynı. Sen aynı ben aynı. Şubatta kar aynı. Martta soğuk, Ara sıra yüzünü gösteren güneş aynı. Hep farklı olan Nisan yağmurları. Daml...
Yüreği büyük bir adam geçti bu sokaklardan, Her adımında bir dağ devrilirdi sanki. Uzun boylu, geniş omuzlu, Kırk altı numara ayakkabılarıyla Sokakları çiğnerdi adeta. Sessizlik çöktü sustu bir anda, Oysa şehir onun ayak sesleriyle yankılanırdı. İstanbullu derlerdi ona Karizma...
Bütün telaşımız dingin bir hayat yaşamak için. Bunu düşünürken bile zihnimiz ne kadar gürültülü değil mi? Olduramadıklarımız, hayallerimiz, hayatın gerçekleri, sorumluluklar ve ekonomik sebepler kolkola girmiş halay çekiyor. Bu kadar gürültü içinde dingin kalmak mı şaka mıyız biz. önce zihni s...
Baktığımda gözlerinin içine, Ki bakmaya cesaret edemezdim; Yüreğimdeki buzullar erirdi, Her bakışımda Bir damla deniz süzülürdü gözlerimden, Sen görmezdin. Tuttuğumda elini, Ki tutmaya cesaret edemezdim; Kırılmaz kayalar erirdi, Her tutuşumda Depremler olurdu yüreğimde, Dağlar göçerdi Sen gör...
Kar yağdı, çok kar. Evlerin, çatıların üstü, sokaklar, pencere pervazları kar, hep kar. Sokakta tek bir kedi yok, hepsi bu hayatla başa çıkmaya çalışıyor, senin gibi, benim gibi. Kar bana çocukluğun yalnızlığını, yavaş yavaş gidişleri, umudu ve umutsuzluğu, iyimserliği, hüznü çağrıştırmış ol...