Kararan Yankılar

Gölgem süzülür aydınlığından Tanıdık bir simaya hasrettir gönül Gurbetin kuytusunda ıssızlığı seyreder Dünyaya dağılır hücren Zaman ağır bir perde gibi iner Kapanır gözlerimde hatıranın sureti Bir adın çınlar yitik yankılar gibi Sustum, içimde bin kırık kelime Bir umut damlar...

Yalnızlığın Eşiğinde

Duvarlar üstüme eğiliyor geceleri, sessizlik çığlık atıyor kimsenin duymadığı bir mezarlıkta. Benim adım unutulmuş, benliğim toza karışmış bir yankı. Işık yok bu odada, sadece karanlığın nefesi ensemde buz gibi. Zaman akmıyor, saatler kendini bile inkâr ediyor burada....

Esmer Günler

Bir kuytuda eğilmiş başım Bilmem hangi sahipsizliğin adı bu naaşım Kaç gece kaç sene sürecek dermansız başım Dünya ardımdan vuran koca düşmanım Hangi zamana sürülmüş ki ağıdım Hangi isyan şiirine benzer dinmez ki gözyaşım Anam Anadolu’m, benim sahipsiz yalnızlığım Affet çocuklu...

Yitik Serüven

Hayalin duruyordu gecenin eteğinde Ağrıyan yanımı iyileştiremiyordu dünya Sevginin muhtacıydım Sen seversin diye feda ettiğim ne varsa Hepsi meşakkatli bir patikaya dönüşüyordu Yorgundum canım yanıyordu evet Ama sinsi bir mutluluk vardı işte Sen vardın, avunduğum gülüşün vardı Her y...

Siyah Balonlar

Dağınık bir odaya benziyor dünya Kimi nereye koyduğundan habersiz Binbir düzen içinde ruhun eksiliyor Annemi çağırıyor her hüzün Ne kadarda gözlerine benziyor Sevgili dağlar ardına hapsolmuş Haberi yok ümidi tüketiyor Düşlerin dimağında kahırlar birikiyor Yol yol diye ezberlenen her...

Anıların Selamı Var

Yüzün eksiliyor yavaş yavaş Unutuyorum en derin gülüşünü Yüzündeki mahcup tavrını asıyorum gönül duvarına Olmuyor, eskiyor anılara dair her şey Ve ben eksiliyorum Yürüdüğümüz yollar Beklenen o duraklar anlam ifade etmiyor Sokaklar dinlemiyor çığlık çığlığa söylediğimiz şarkıları Ve art...

Hayat Hep Bu Kadar Mı Zor?

Geçecek günler ezberine tutuldum yine, kalbimi elimde taşıdığım bir dünyanın acımasız sefilliğiyleyim. Uğraşmaya mecalim kalsın diye ne çok umutlar biriktiriyorum oysa, tüketenlere inat gülümsüyorum kainata... Kendini bulmanın adıdır oysa doğa, insanın olduğu her yer bir mahkumiyet, ağırlık...

Bir Sonbahar Döngüsü

İçinde bulunduğun küre hep var olacak, Ama sen yaşayamadıklarının pişmanlığıyla tükeneceksin... Ve bir gün söyleyecek sözlerinin yığılmışlığında boğulurken, Gün gelecek tüm hislerini tek söze gizleyeceksin... Hani usandığın şu hayat var ya, Doyamadığın hayata dönüşüverecek! Ve işte o...

Özlemek Senli Bir Yer

Sen geliyorsun aklıma Birden hüznü kucaklıyor gönül Bir yasın içinde senli bir yüz özlüyorum Ansızın kelimeler üşüşüyor düşlerime Senli günleri okuyorum Sakince yağmur semada üzerime düşen taneler tıpkı sana benziyor Ne çokta sana benziyor duruluğu Masumca bir aralıkta kalmış gibi...

Yaprak Dökümü

Bir yaprak dökümü gibiydi gülüşün Beti benzi atmış şiiri çağırırdı Oysa böyle hissettirmezdi sesin Yokluğunda bu kâinat, gittiğin güne benzedi Söylesene yaşamayı delicesine seven sen Kimin ardı sıra yittin? çiçeğim sen böyle değildin Ne oldu da vazgeçtin? ölüm, ölüm dediğin b...

Ya Bir Sen Olmasaydı?

Ansızın bir gün yorulursan eğer, başını çevirdiğin yönde çiçekler açacak kalbin. Yalnızlığını severken bile, unutma yüreğinde büyüttüklerin mucizen olmuştu senin! Sil şimdi o pınarları, avuç içlerinle saatlerce oyalanarak geçirdiğin o çaresiz kederlerin sonu gelmedi mi, yoksa bir düş müydü bildik...

Naifin Kalbi

Zamanla yarışmıyorum artık Duruyorum ortasında evrenin Hesap sormuyorum ne nedir? Hiçbir şeye şaşırmıyor Hiç kimseden de gitmiyorum Yaşıyorum anı, gülerek selamlıyorum gelenleri Şiirlere sığınıyor Kalbime yumru yüklemiyorum Yaşıyorum hayatı, 'herkes her şeyi yapabilir...' olgunluğu içinde U...

İhtimaller Silsilesi

Belki rastlaşırız bir resmin ara boşluğunda, Bir hiç oluşun müptelası olur kalbimiz Manalı manasız her sözcüğü biriktirip laf kalabalığı yaparız Düşüncesizce tüketiriz anı Belki yine farklı renklerin neden var olduğuna yorulur Ya da ne bileyim hatırımıza geldikçe eski şarkılar mırıl...

Serzeniş

Kelimeler seçiyorum bayım! Ağırlığında boğulduğum kelimeler Sabahların eksildiği gecelerin yalnızlığa sürgün edildiği Kapkara bir sayfadan adların silindiği geceler Sevmek nedir bilir misiniz? Vefadan eksilen sevmelerin Canı eksilen yitişlerin Adı nedir bilir misiniz? Kalpte üşür ba...

Kokunun Resmi

Adın sanın karışmış toprağa Gittiğinden haberi yok günlerin Yaslanılmaz bildiğim o yüce şefkatin Hangi bilinmezde boğuluyor kim bilir Ah bir bilsen ansızın çekip gidenim Rüyalarda kesiliyor nefesim Bir ucu kuytu diyar, diğer ucu yalnızlık bu serzenişlerin Bir yolun kavşağında sana r...

Gitme

Kalbimde gölgesi geziniyor sensizliğin Bir tek sözünün hapsine çiziyorum dönüşünün resmini Alışılmış sözler avutmuyor hislerimi Yeniden yaşamak istiyorum senli günleri Ve haykırmak istiyor yüreğim; Ne olur bu defa gitme! Terk edilmek ölümün başka yüzüymüş meğer Varlığın yeniden doğm...

Yamalı Çocukluk

Benzi solmuş gülüşler yağıyor şehre Düşüncelerin buğusundan, Adımları sayılır ihtiyarlar geçiyor Kalbini tutuyor çocuklar Her su dağınıklığında Müptelası oluyorlar damlaların Kimine umut olan bu kent Kiminin azılı yarası oluyor kimi zaman Oysa güzel düşler Canı yananlarla bir arada yo...

Senin Eserin

Kendi olmadan nasıl yaşar ki insan? Başkalarının yargılarına nasıl ev sahipliği yapar? Tükenmiş ömründe bir hiçmiş gibi, dünyadan hiç geçmemiş gibi nasıl var olur? Aklım almıyor bazen, yaşamak denilen olgu nefes almanın dışında bir hayat değil midir? Oysa ki yaşamda var olan her şey, biz in...

Derinlik

Bazı hatırların akılda sayılır yeri vardır, Bazı iç çekişlerinde sürgünü. Ne çok muhabbet ettik oysa seninle, Derinlerde bir yerde Ey sen, İç sesim, iyi dinle! Kendini sev, tüm dünyayı kuşat gönlünle Zamanın aktığı her güne Bir anı sığdır sükunetle Dünya dediğin sonsuz bir mavide Sürülm...

Bazı Silik Zamanlar

Bazı geceler insan, Asır gelebilecek imtihanlar doğururmuş meğer! Hiç bitmeyecek yollar gibi. Yüreğine onca ördüklerin, söylesene Dünün kopyası değil mi? Oysa yıllarını verdiklerin, Gülüşündeki sancıları görememiş mi? Şimdi ömüre bahar gibi sunulanlar, Gerçeğin fotoğrafında gizlenen...

Savaşın Türküsü

Acı acı tütmüyor sobası Işıkları yanmıyor evlerin Yamalı pantolonlu çocukları Kucaklamıyor sefalet annesi Toprak layığına mı uğruyor sahi Onca zalimin saltanat yaşadığı Bu mu adeletin sancılı kolları Eskisinden iyiyiz diyen çocuğun Hiç yemediği yemeklere Sahip olma sevinci kadar R...

Durağan

Garip bir sürgünde, garip bir hisle Kalemin en ağır tonunda, susuyor haykırışlarım Bedeli ödenen hayatların neşesi kıt olurmuş meğer Geçti bitti desende kalbin bir köşesinde duruyor anılar Biliyorsun... Dünya senin boğulduğun yerde öylece durmuyor Oysa adalet terazisi vardır dediğin y...

Ruhsuz Devir

Gökyüzüne çevir başını, maviyi yakala bulutlardan resimler çiz... Umudu as uçurtmanın kuyruğuna, renkleri sar saç tellerinin arasına, doğayı işle her hücrene! Sıcak diye güneşi suçlama sakın, ayağın çamura battı diye yağmurda yürümekten vazgeçme, rüzgara kızma yaprakları savuruyor diye, den...

Anıların İzinde

Hiçbir şey olamıyor eskisi gibi! Arayıpta bulunamayan bir şeyler var Hep eksilen ama hiç artmayan şeyler Sabun kokularıyla yıkanan bahar çiçekli çarşaflar, Soluyor anıların izinde... özlüyorum Gülen gözlerinde güneşi Kahkalarında sevinci Senden uzakta hep seni özlüyorum....

Kendini Doğurmak

İyiyim olacağım olmalıyım ben Bu kadar karanlığa inat İnadına aydınlığa koşmalıyım ben Güneş eksilmeden ufkumuzdan Papatyalar devşirmeli mavi kıyılardan Kalbim ey kalbim, tüm yükünü Salıvermeli bu yitmiş limanlardan İnadına sarmalıyım ellerimi Eksilmeden kendi şefkatimden İyiyim, olma...

Garibim Şimdi

Garibim şimdi... Dallarında içi çürüyen ağaç gövdesi gibi Cüssesinde bir sitemin ince çizgisi Buruğum herkes gibi Pencereler yeşile baksada İçerde karanlığı çağıran kuşlar gibi Issızım şimdi... Yollar, izi çizilmeyen ömür gibi Avuçlarımdan dökülüyor şimdi Oysa toparladım sanarken...

Maviye Benzer Hüzün

Düşler kuruyorum yine Rengarenk yaldızlı krapon kağıtlarından Gemiler yüzdürüyorum sevinçle Gülüşlerine müptela olduğum çocuklara Mavi uçurtmalar çiziyor, Gökyüzünü bahşediyorum kalplerine... Kanatlanmaktan hiç vazgeçmesinler diye Derin deryalarda düşünüyoruz yine Annemi düşünüyo...

Hurma Bahçesi

Seni gördüm gün evvelindeHurma bahçesinde aydınlanıyordu yüzünKalbimin sesine karışıyordu sesinSevinçle sarılmayalı epeyce zaman olmuştuSevgine karışıyordu hissin,Evvel ki gün...Beyaz gömleğinde esiyordu rüzgarOlmadığın günlere kızamıyorVarlığın dolduruyordu her günü, evvel ki gün...Sendin...

Silinenler

Gittiler veda bile etmeden Eksildiler memleketin kıyılarından Aynı sıralarda çekiştiğimiz o toy yıllardan Anı defterlerinde kaldı masum vedalar Zaman durmuş gibi bir hisse kapılmışız Ne kadar da yabancı her şey Rüya mı yaşananlar, Gözlerin gördüğü Kalbe fazla ağır... Nefeslerimiz yığı...

Sevginin Kimyası

çiçeklerin dilinden... Bir akşamüstü rastladım sana Islak kaldırımda ayak izlerin Yemyeşil bir düşü çağırıyordu yine Küçücük bir tohumu bıraktığın avuçlarım Dünyayı şenlendiriyordu usulca Sonra birden dağılıyordu bulutlar Güneş göz kırpıyordu tebessümle Sevginin kötüsü yoktur diyord...

Sahi iyi misin?

‘İyi misin? ‘ sorusunun sahiciliği yittiğinden beri, kimseler iyi değil aslında... Günü doldurur, muhabbeti yerini bulur diye sözleri kılıfına uydurma sanatı işte... Sahi gerçekten iyi miyiz? Göğe uzanan ellerimizin boşluğu, bitmek bilmeyen düşünce yolculuğu, içerde bir yerle...

Suskun Dilber

Mağrur gözlerine inince perde Kirpiklerin cana nasıl da değer İçten bir ses etsen şöyle, İsmim mühür olur gönlü deler Ah lacivert akşamların tılsımı, Sevdiğim suskun dilber! Sen bu dağılmış ömrün fermanısın, Hadi uyan alemi sarsın bu fer! Aydınlansın ruhumun seheri yeniden Gülerken...

Sen de Yoksun

Ben sana ne şiirler yazardım, En umutlu hikayelerin başında gelirdi hissin, Aşamadığım basamaklarım olmazdı hiç, Annemin ellerine benzerdi saçlarımda ki ellerin, Sonra su misali akıp gittin Giden yiten geriye dönmezdi Bende her şey biraz ölüme benzerdi Sonra bir söz geldi tesir etti...

Affet Tanrım

Affet Tanrım! Yarası kanayanlar kervanında Yürekler buza kesmiyor! Gönül ömüre sığdırdığı ahlardan Yeniden güneşi karşılamıyor Şahit olunan ne varsa yaşananlara dair Gülen yanından çok, Ağıtlara vurulmuş yanı oluyor Ne olur affet Tanrım, Kalp dediğin öyle bir başına Ayakta kalamı...

Unutmuş Çoktan

Zamandan eksiliyordu gün Güneşin aydınlığından habersiz Karanlığa sığınıyordu dünya! Kuşların sesine kulak vermeden Kendi iç gürültülerinde boğuluyorlardı Yaşıyoruz sandıkları kalıplarda Hiçliğe müptela oluyordu Eskiyordu her değer, kalp ağırlaşıyordu Yorgun bedenler düşüncelere hamall...

İhtimaller Zinciri

Belki, rastlaşırız bir resmin ara boşluğunda, Bir hiç oluşun müptelası olur kalbimiz Manalı manasız her sözcüğü biriktirip laf kalabalığı yaparız Düşüncesizce tüketiriz anı Belki yine farklı renklerin neden varolduğuna yorulur Ya da ne bileyim hatırımıza geldikçe eski şarkılar mırıldanır...

Garip Bir Ben...

Sonra ne mi oldu? Konuştuğum her şeyin, herkesin sessiz duvarı oldum... O kadar manasızdım ki, anlamsız bir satır oldum Yok gibi gelenlerin kıyılarından, hiç gibi gidenlerden oldum... Bir zaman sonra değer denilen hissin, Onca kırıklardan buruk halli eseri oldum... Adı garip yalnızlığ...

  Başka Bir Gökyüzü 

Dağılıyor mu saçların yine Rüzgarla dans ediyor mu güneş? Kalbinde serçeler şiirler söylüyor mu sevgiyle? O gözlerini sürdüğün ovalar Türkülerle yad ediyor mu gurbeti? Gözlerinin taa içi gülüyor mu? Tüm kötülükten habersiz, tesirinde kalıyor mu tüm hissizler? Sahiden o bilinmez...

Ümitsizliğin Seyri 

özgürlüğün kanatlarına tutunmaktan menedilmiş gibi hisler, sancıların kesileceği düşünülen ‘gelecek’ gibi bazı hevesler, ağlamaktan ötede bir yer var şimdi yitirmeden kazanmadan, anlamsız bir şiirin kollarında can vermek gibi her şey! Şimdi isyanlarla süslediğin o kelimeler, başka...

Garibim Şimdi...

Dallarında içi çürüyen ağaç gövdesi gibi Cüssesinde bir sitemin ince çizgisi Buruğum herkes gibi Pencereler yeşile baksada İçerde karanlığı çağıran kuşlar gibi Issızım şimdi... Yollar, izi çizilmeyen ömür gibi Avuçlarımdan dökülüyor şimdi Oysa toparladım sanarken Her şey birer birer...

Lacivert Zaman

Dağılan kalbin yorgun gözleriydi zaman Ansızın yanı başımızdan eksilenlerin burukluğu gibi misal Bazen kendine bile ağır gelir insan Sözcükler yarım, sabahlar sancılı olur çoğu zaman Fark etmeden ne çokta yetim kalmış anlar Oysa bilmemiş gönül, gelip geçiciymiş yaşamda kalanlar Hoyrat s...

Yorulursun

Yitiğini, Hislerini, En çokta iyi niyetini Heba etme yorulursun! Hüznünü, İncinmişliğini, Dağılmış her şeyini Anlatma yorulursun! Anlamayı bilmeyene, Gönlünü dinlemeyene, Sevmesini bilmeyene Vefa bildiremezsin Etme, eyleme, yorulursun! Şimdi sen o iç denizinde Sonsuz...

Sevginin İzinden

Bir gün yorulunca, yaslandığın omzun sağlam duruşundan endişe etmeden nefes alıyorsan yaşıyorsun demektir. Sevincini besleyen ne varsa dünyada, onun elleriyle kendi avuçların arasında doğan çiçekte gizlidir. Her kuruduğunda yeniden yeşeren umutlarını astıysan gönlünün dallarına işte o zaman b...

Haberi Yok Kimsenin

Ağaran saçlarından haberi yok yılların, Her gün biraz daha silindiğinden Haberi yok işte dünyanın... Dalıp gittiğin garip anların, Kötüyü çağırdığından haberi yok kimsesizliğin! Elleri üşüyen o çocuğu sarmayanların, Yok sayılmanın acısından haberi yok işte. Ruhunun gürültüsünü geceye dö...

Biz Aslında Yaşamıyorduk

Her rengi birbirine karışıyordu hayatın... Durup dinlenilecek zaman neresi bilmiyorduk! Gözyaşlarımızda akmıyordu, bizi dağıtan hiçbir şeye şaşırmıyorduk ... Canımızda yanmıyordu hiç eskisi kadar... Her şey olağanlığıyla sürüp gidiyordu, hepimiz vazifeler ediniyor günün hakkını...

Hoşça kal İkigözüm

Ve sen kelimelere sığınırken, geceler hüznü giyinir yine... Pervasızca masum bir çocuğun gülüşüne ansızın dadanır kalbin! İblis dediğin zincirler vururken düşlerine, yüreğindeki yanık izlerine deva olmaz zaman diye teselli edindiğin... İzinden gittiğin adımlar senin değildir artık, bir çocuğun...

Bir Salıncak Hikayesi

Düşlerin gözlerinde Güneşleri doğuran sabahlar vardı Umutları denizlere gizlenen, Geleceğini bekleyen kızların çiçek fistanlı baharları kalplerinde yaşardı Açan çiçekler ne de çok o gülüşlere benzerdi Masum bir çocuk, Gözleri salıncakta yüreğini bırakırken Var ettiği hikayesini resim...

Öldü Kelimeler

Ve ardında öldü kelimeler Ansızın yitirildi kurulan düşler Saçlarını sevip okşadığın o sevimli çiçekler Ellerinde hazana dönüştüler... Kimbilir kimlerin yüreğinde yer ettiler Ah hevesle yola çıkılan o sevmeler O toy günlere yalnızlığı bahşettiler Ve insanoğlu kendisiyle ıssızken Kalaba...

Mecalsizim

Duydun mu sevgili? ümitler sana doğuyor Yüreğinden seslenişinin Sevgiyle buluşmuş hali kalbime doğuyor Seviyorum sen olan her şeyi Düşüncelerim senle varoluyor Biliyorsun, Gidersen eksilir her şey Yarınlara mecalim yetmiyor Ve sen bir yağmur tanesiydin ya benim için, Ve ben...

Ayrılık

Zamansız bir mektubun, Satırlarına gizlenmiş gibi ayrılık çehresine tebessümü mühürleyen Her şey gibi eksik bir yalnızlık Avuçlarına hapsettiğin umutlar gibi dünya Ardında bıraktığın ne varsa yarı karanlık, yarı aydınlık Ayrılık ah ayrılık! Kalbin ağrısına iyi gelmez oldu türküler Anca...

Yaşamak Dediğin

Ne güzel şey rüzgarın savrulduğu yönde yol almak, Nereye gittiğinin kiminle olduğunun, nasıl yaşadığının kibrinden uzak... Yaşamak, her şeyiyle bulunduğun ana doyasıya nefesini doldurmak, Ne güzel şeydir umursamazken hissettiklerinin mutluluğuna ait olmak... Yaşamak dediğ...

Lafügüzaf

Muhabbet eşliğinde neşeye bulaşabilirdi kelimeler, gözlerine dokunduğunda gözlerin yıldızları anımsatabilirdi belki! Avuç içlerin şefkatinle derman olurken ellerime, annemi daha az özlerdim, olur muydu sahiden, kimbilir?Ne bileyim tükenen yıllara inat, zamanın akıp gitmediği bir dünyayı keşf...

Bilgeliğin Ruh Hali

Bilgelik sadece kelimelerle ifade edilen sözler yığını değildir. Düşünceye hislerin karışmasıyla var edilen tecrübeli davranışın birleşimidir. Kimle ne ile olursa olsun kendini geliştirme sanatı, insanın hayatına kattığı değerler ile ortaya çıkmaktadır. Her şeye bir neden bulan insanoğlu kalbi...

Bir sabah

Bir sabah biliyorum bir sabah, Dünya denilen zırvalığın içerisinden silineceğiz Şüpheye düşülen gerçek gibi misal, Bir sabah diyorum, Uzağında kalacağız her şeyin... Hayıflanacağız boş zamanlara ömür diyarından gitti diye bir gün daha Bir keşkede düğümlenecek kelimelerimiz... Bir sabah...

Vazgeçtim

Ve vazgeçtim... Olmayanı oldurmaya çalışmaktan Kalbe yığılıp dağılanları toparlamaktan Can yandıkça sineye saklamaktan Vazgeçtim... Oysa bir gülüşle aydınlanan kainat Bir çift söze takılan kalp Canında her şeyiyle taşınan kahırlar İçine akan gözyaşlarından Her şeyiyle...

Sensizken

Sen adını bilemezsin bu ezginin, yüreğine yakışmaz türküsü... Adım adım ezberlenen o yolların, ömründe nasıl izler bıraktığını göremezsin! Gerçek öyküler dinleyenlerin, çoğu zaman toz pembe hayalleri olmaz, derin çığlıklar duyulmaz olur! Anlarsın, dinlersin umuduyla ne çok söz biriktiriyor gö...

Küçüğüm

Hüznün çağırdığı bir kapıdan çıkmak kolay değildir küçüğüm, gözyaşlarının kalbinde taştığı o anlar çok zordur bilirim. Samimiyetin yoğurduğu kelimeler yaralarını sararken, güçlü olmak zorunda kalmak savaşın kendisidir. Oysa başını eğdiğin o pencereden pırıl pırıl bakan gözlerin, şimdi dalar uz...

Bebek Zihni

Beni gören bilen yoktu Issız bir ağacın dalına sinmiştim Ansızın yoruluyor, kendime ağlıyordum Kurduğum iç dünya her zerremi dağıtıyordu Sevdiğim her şeyin hüznüm olacağını bile bile Sevmekten vazgeçmiyordum Sonra ne mi oluyordu! Kaldığım kimsesizlik gençliğimi tüketiyordu yavaş yavaş...

Düşler Dolusu Mektup

Kalbime doğuyordu yüzün, gözlerinle buluştuğumda uzunca bir yola çıkıyordum. Sevginin ötesinde bir dünya var ediyordum, gökkuşağını selamlıyordu sesin... Bir ben oluyordum kendim oluyordum seninle, yanı başında, kaybettiğim kendimi buluyordum işte, akan suların masumluğuna senli düşleri adıyordum...

derKi Mayıs Kitabı -Harflerin Gölgesinde

derKi'in çok değerli yazarlarının kitaplarını sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Mayıs ayı kitap hediyemiz, çok Değerli Selda öztürk'den "Harflerin Gölgesinde"....

Öğreniyorsun!

Sonra koca bir boşluğun ortasında kaybolunca, anladım her şeyin hiçbir şey etmediğini...Beyaz elbisemin üzerine saçtığım papatyalar, bir sis misali kaybolduğunda, çekilen sancıların bile yersizliğini anlıyorsun! Her şeyi, herkesi yeteri kadar ya da ne bileyim değeri kadar sevmeme...

Bir Efsundur Yüreğim

Kalbinle doğurduğun ne varsa aydınlığın olacak biliyorum. Uçurtmanın kanadına takılıp gezinen çocukların ellerinden tuttuğunda büyümeyecek, erişkinliğe erişmeyecek kasvetle sarılan yüreğin! Herkesin olgularıyla yaşamak mecburiyetiyle ödüllendirilmeyeceksin artık. Gün gelecek dünyaya baktığın pen...

Varoluyorsun Dünya!

çiçeklerin aralarına siniyor güneş, Gökyüzünü kucaklayan çocuklar koşuyor Adımları işliyor yamaçlara Oyuncak bebeğine elbise diken kız çocukları Annesinin ellerinde seviyor saç örgülerini Daha bir yeşeriyor umutları… Yeniden diriliyor kainat Kahkahalar cana şifa oluyor Gözlerden...

Yüreğine Rastlamak Gibi Her Şey

Bir ayrılık sonrası kadardı unutuluşun Ellerinin boşluğu, tren rayları mesafesi kadardı işte Kalp dediğin bir dünya resmiydi ya hani, Hayaller ise sonsuz gökyüzü Sevmeler yetim, bir su damlası şimdi... Azıyla çoğuylaydı ya her şey! Kararında değildi aslında hiçbir şey Kaosun taa kendisi...

Yitenler

Cam kırıklarıyla dolu düşünülenler, iki yudum sözle isyanı giyinir cümleler... Kalp yalnızlığı kendi seçmez aslında, yaşatılanlar nefes almaya bile yetmez bazen. Düğüm düğüm olur hisler, ansızın arap saçına döner günler... Kalbine hüznün kaftanını seçer geceler hep deriz ya yeniden gün doğacak...

Haykırış!

Kara bulutlar ardında yanan ışığı arar gibiydi gözler, bir tutam özlemin yokluğunda kavrulur gibiydi hisler, şimdi bir elin hasretine öyle tutulur ki gülüşler, yandı yürekler hissetmediniz mi? Hangi sabah bir mucizeyle karşılar günü, hangi akşamın hanesinde yuva sıcaklığı aralanır? Gönüldeki g...

Sevda deyip geçme

Sevda deyip geçme! Ve zaman ansızın dikilip karşına sorgular anıları, ifade edemediğin ne varsa sol yanında kalbine yığılır tohumları... Hislerinde volkan olur bazen için için yandıkların! Aşk dediğin sürgün olur yaşantına... Sevda deyip geçme! Bir ömüre nasıl işler, kırıklarını toplamak sana...

Üşüyen Düşünceler

üşüyen Düşünceler Düşüncelerde üşürmüş Ellerde ayaza savrulurmuş ara sıra Bakışlar buz kırığına keserken Kalpler inceden donuklaşırmış Ne garip şeymiş ‘sevgi’ dediğin Her zerreni ısıtırken varlığıyla Yokluğunda üşürmüş dört bir yanın Hem alev çemberiyken ruhun Ah hissedile...

Seni Özledim

Seni özledim Ve ne zaman bir ağıda tutulsa yüreğim Yüzün gelir aklıma titrer tüm hislerim Acının tarifi nedir bilir misin? Biraz sana benzer, biraz senden eksiktir Ah güle benzerdi ya su gibiydi gülüşlerin Şimdi hazana dönmüş bir yapraktır ömür dediğin Ara sıra yağmur yağar bulara Karanlı...

Misafir

MİSAFİR Yorgun kentler gibiyim bu aralar Kaldırımları aşınmış olsada Evleri gibi olabildiğine şaheser Garip bir haldeyim işte Her evin penceresinin Biraz ışığını, biraz karanlığını Yüreğinde dolu dolu taşıyan! Misafirim bugün hanenize Güller koyuyorum kapılarınıza Bir yudum tebessümle...

Ben Buyum

Ben buyum… Siyah beyaz fotoğraflarda kaldı artık, buruk zamanların sevinç zenginliği. Oysa yıllar geçtikçe onarılacak ne çok şey varmış, iyileşmemiş yaraya defalarca vurulan kesiklerden şifa olunmayacağı bilinmeliydi, bilmeliydim! Ve şimdi iyi olacakları, çok başka olacakları bir köşeye...

Ey Hayat!

Bir fikirdir yaşamak, zorunlu nefes almaktır kimi zaman... Sonu gelmeyen bir yoldur hayat, yüreğinle attığın adımlardan habersiz... Ve bir döngüdür hayat, öldüğünü sandığın noktada yeniden doğuştur... Bilinmeyen bir girdaptır düşünceler, yeniden yeni bir düşünceyi doğuran... Bir usanmışlıktır hay...

Gecenin örtüsü

Ne güzeldi eskiden, karanlığın kuytusunda sunulan aydınlığa koşarken, armağan gibi gelirdi yansımalar... Oysa gecelere hasret kalan yüreğim, gündüzü de savurup attı ruhundan... Neden, ne oldu? Ufak sevinçler bu kadar ziyan edildi diye mi onca sitem, o kahır edişler... Böyle değildi içimde titrey...

Bu şehir ve sen

Gidişinle soldu bu şehir Hüzne gebe kaldı her karışı Gülüşünle aydınlanırdı yeryüzü! Şimdi yalnızlık caddelerin yoldaşı Ve sen anılara esir ettiğin gözlerini Nasıl silebilirsinki bu bellekten Canımla bütünsün sanki… Arada sesin çalınır kulağıma Bir sese nasıl sevdalanılır ki? Senli a...

Ah kadın!

AH KADIN! Şiir gibiydi kadın Dokunduğu her yerde, Bir efsuna kapılırdın Mısralara gözlerini dokur Yüreğine başka işlerdi kadın Geceyi daha başka severdi Orada demlerdi hüzünleri Yalnızlığında yiterdi kadın Canı yandığında sükûtu giymek için Sesine ses bir tek o kuytulardı! Bu yüzden...

Süsle düşlerimi

Dokunmak istiyorum gözlerine, Elinin düştüğü her yere gül koymak istiyorum Doyasıya yaşamak istiyorum her anı Geçip giden bu zamandan korkuyorum Yanıyor içim, Yaşanmamış onca günün hayıflığıyla! Başka bir hisle buluşuyor yüreğim Aydınlanıyorum seninle… Yalnızca sen süsle düşlerimi Do...

İyiyim

Adını sanını bilmediğim bir şehrin Kaybolmuş yolcusu gibi yüreğim Sokaklar anlamsız, ifadeler soğuk öyle bir yerdeki düşüncelerim! Garip bir öykünün eseriyim Muamma yalnızlıklardan öte, Kalabalıklar arasında yitiğim Camdan başını uzatmış çocuk kadar İzlediklerimin bilinçsizliğindeyim Ve şim...

Yokluğun başköşede

Sustum… Kelamlar bile yetersiz bu boşluğa, o kadar anlamsız ki bazı zamanlar direnir ruhum yokluğuna... Yıllar var ki ne zaman uzağına düşsem, nefes alma nedenim olan kokundan elzem, bir kederde boğulur yüreğim... Bir bilsen sevdiceğim, yokluğun her yerde adım başı yüreğimi izliyor... İnk&ac...

Umudun elleri

Avuç içlerine sığdırmalı masumiyeti, beyazın huzuruna aşina hislerini, vurmalı soğuk ayazlara... Sana uğramış ferah yanlarınla yaşama sarılmalı, kötünün olduğu kadar, iyilerinde var olduğunu unutmamalı! Kazandığını sanan zalimlerin, o hislerle nasıl tükendiğine şahit olmalı... Yüreğinde merhameti yo...

Düşler

Düze çıkacak yollar Ansızın gelecek kuşlar... Kanatlarında asılı zamanlar, Başka gülecek insanlar! Hani kasvetliydi ya bulutlar, Dağılacak bir bir Gönülün yaralı yamacından... Narince koşacak çocuklar, Ve gözleri gülecek güneşin, O gözler hep parlaktır ya ezelden. Yıldıza küsmeyecek rüyal...

Sevecen

Avuç içlerime gizlenirdi gölgen, Bilinmeyen bir büyü gibi süzülürdün gönlümden Ağrıyan sol yanıma derman olurdun, Bir sen... Şimdi anılar belleğimde dans ederken, En neşeli şarkıydı gülüşlerin, çok eskiden... Şimdi siyah bir tablo Senden kalan bu eser! İyi etmek bir sana yakışır Kaldı...

Güz Ayazında

Selda öztürk derKi GüZ AYAZINDA Tüm bekleyişlerin çığlığında Canım susardı kelamlara Halden anlayanların huzuruna, Ulaşmayı dilerdim hep Sessizlik nasibini bekleyen martı gibi misal Asılı kalırdı kuşların kanatlarında... Sonra sükutu giyinirdi dilim çırpınırdım boğulduğum kimsesizlikt...

Çığlık

Selda öztürk derKi çIĞLIK Sesim ah yüreğimdeki sesim Bir yitiğin kollarında can verir gibi... Şimdi şarkılar tercümeyken darmadağın halime Her yönüm huzuru arar gibi. Rüzgarda savrulan benliğim Ayrılık acısı gibi. Bir çocuğun uykuya dalarken Anne kokusu gibi tesirli Bir düşü istemesi gi...

Hüznün Resmi

Selda öztürk derKi HüZNüN RESMİ Bende kalanların mührünü, Yok edebilseydin keşke! Azılı bir katil gibi hislerim, Neden hep peşimde? Boğazım düğümleniyor Sebep nedir diye! Söylesene sevgili Bu düzen nasıl değişir ki böyle! Büyüğün küçüğü, Yokluğa sürdüğü alemde, Neden hep ezilen maz...

Melankolik Yüreğin Evreni

Selda öztürk derKi MELANKOLİK YüREĞİN EVRENİ Siz gülüşlerin doğurduğu hüzünleri bilir misiniz? Yetim yaşama sevinçlerinin, İçimizde kedere boğuluşunu? Yüreğimizdeki dalgalara inat Kendimize hükmedemeyişimizi Bilemezsiniz elbet! Siz hiç gülmemeye neden aradınız mı? Ben gibi bahaneler yığ...

Kuytu Diyarlarda

Selda öztürk derKi KUYTU DİYARLARDA Dünyaya kapadım kulaklarımı Bir tenhalığa hapsettim anları Gönlümün duvarları aşındı Onaracak derman kalmadı Mecalsizdim bu diyarların avare boşluğunda, Haykırmaya özüm kalmadı Nerede bir yaraya dokunsam Hepsi bende kanardı! Ah tükenişlerim şimdi o...

Ah Bu Hallerim

Selda öztürk derKi AH BU HALLERİM Şimdilerde bir tenhalık Gülüşler bölük pörçük! Sahibi bilinmeyen bir sandal, Ucu yanmış bir fotoğraf, Hiç yaşanmamış gibi sessiz! Uçsuz bucaksız denizlerde, Düşünceler yitik... Manadan yoksun dakikalar, Bize hesap soran geçmişle, Bir darağacında, B...

Hüznün Çerçevesi

Selda öztürk derKi HüZNüN çERçEVESİ Ne çok ezberledim bilsen Adını sanını bilmediğim sokaklarda, Hayalinden bir cennet bahçesi düşledim, Yüreğim hep gözlerinin kıyısında Her asılı kalmış sevinçlerin, Hüznün çerçevesi başucumda Gözlerin caddelerimin ardında, Göğe bakmak varken adımları sa...

Ayrılık

Selda öztürk derKi AYRILIK Dokunma eskiyen yanlarıma Yenilerden yana buruk yüreğim Aldırma sen hüzüne ortak oluşuma Dört mevsimler arası geçişte umutlarım Şimdi ellerimde mor sümbüller... Söylesene nasıl düşlerim pembeye döner? Varsın olmasın, çok şey istemem Bana sahici gülüşlerimi v...

Ah Bu Ben !

Selda öztürk derKi AH BU BEN! Nasıl da işlerdi hüzün, Simanın merkezine, Ah bir de öğrenmiş, Bu sahte tebessümle Sanırsın dört yanda neşe...! Başka bir surette gezeceğim diye, O yolun manasızlığında Kendini yitirmekte ne? Bunu ebediyete sürdürmek, Kader miydi sence? Tükendiğin...